3 Haziran 2007 Pazar

Adam Gİbİ

ADAM GİBİ

Ben seni hiç sevmedim ki
Durgun akşamlarda söylediğimiz şarkıları sevdim
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
Ben seni hiç sevmedim ki
Beni yola koyduğunda ayrılmayı sevdim
Kurşunları sevdim beni vurduğunda
Ağlamayı sevdim unuttuğunda
Yalnız olduğumu anladığımda
Ayakta kalmamı sevdim
Yıkılmamı sevdim seni hatırladığımda
Ekmeği sever gibi sevdim sensizliği
Su gibi özledim Temmuz güneşinde sesini
İkindide yağmur gibi
Geceleyin yağan yağmur gibi sevdim seni sevdiğimi
Ben seni hiç sevmedim ki
Kuşlara şarkılar öğretmeni sevdim
Menekşeyle konuşmanı
Nisan'a hatırlatmanı
Baharın bir adının da yalnızlık olmadığını
Düştüğün zaman kanayan yaralarını
Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
Ben seni hiç sevmedim ki
Bir gece bir ceylan indi dağdan kalbine
Bir gece bir şiir gibi kibrit alevinde
Alemin ortasında, kimsesizliğin sesinde
Buğusunda sabahın, acımasızlığında ahın
Ağlayan yüzünde İsa'nın
Ferahlatan gücüyle duanın
Korkutan yanıyla nar'ın
İncenin, zeytinin ve kalbin üstüne
Gülün üstüne
Tutunduğum umudun üstüne
Korkunun üstüne
Hep senin üstüne, hep senin üstüne
Ben seni hiç sevmedim ki
Gittiğin zaman gitmeni sevdim
Evreni sevdim geldiğin zaman
Kalmanı sevdim
Korkuyordum sana alışmaktan
Yine de sevdim gülümsemeyi
Mendilimi sallarken, seni götüren trenin arkasından
Kırlara ilk kar düştüğü zaman
Ölümünün ne güzel olduğunu sevdim
Seni içimde öldürdüğüm zaman
Ben seni hiç sevmedim ki
Durgun akşamlarda söylenen şarkı neyse
Bir çiçeğe gülmeni, bir güle benzemeni sevdim
Birde yıldızları sevdim
Eylül akşamlarında gelip,
Gözlerinde tutulan.
Düştüğün zaman kanayan yaralarını
Ve tuhaflığını üşüdüğün zaman
Sakız satan çocukları
Yeni çıkan şarkıları
Her kaybettiğinde kazanan yanlarını sevdim
Denize düşmüş gül gibi düştüm ateşe
Ben yangını sevdim yandığım zaman böyle işte
BEN SEVDİM Mİ ADAM GİBİ SEVERİM

İBRAHİM SADRİ

Mavi forum

hepimiz ölümüz....(dosuit'e........)

Hepimiz Ölümüz


sen insangillerden
yüzündeki yansıma
tanrı küskünlüğü
sudan kıyamet
vasati altmış yılın
yarası bu yalnızlık
kendi türünde tek
kendi kendine ihanet

sen insangillerden
ölüm hep yanıbaşında
bilinenin ayrımı
gerçekten gerçek
vasati altmış yılın
yarası bu korku

eninde sonunda son
zifiri aydınlık

04.06.2004

Mehmet Murat Küçükaydın

Mavi forum

Tohum

Seni gördüğümde bir tohum düştü yüreğime
Seni tanıdıkça filizlendi
Sevgiyle besleyip, gözyaşımla suladım
Aşkı, sevdayı öğrettim ona
Bir gün büyüdü tomurcuklanıp, çiçek açtı
Aşkı sakladım içine ve kulağına fısıldadım Aşk diye
Şimdi sana veriyorum, kalbimle birlikte
Kokla onu narince, kokla da içine süzülsün aşkım.
Süzülsün de ölecekse bile sende kalsın!


Kerim ÖZKARA


Mavi forum

GveZ'deb Kısa Kısa!!!!

Sevdi gönül bir bulutu
Bulut değil sanki dertli kutu
Ben çözemedim kilidi
Geldi çözdü el oğlu...
++++++++++++++
Aşk dedikleri bu olsa gerek
Onu delice sevmek
Sevmek dedikleri bu olsa gerek
Sevgin uğrunda ölmek
Ölmek dedikleri bu olsa gerek
O kadar sevipte hiç sevilmemek....
++++++++++++++
Sende beni seversin diye
Ben hep sana deli hep sana aşık
Eğer bir gün dönersin diye
kapım her zaman sana açık
Ama unutma o kapının ardında ben yokum artık....
++++++++++++++
Bir uzun yolculuktayım
Önümde bir dağ var bir güneş
Sana doğru geliyorum
Arkamda gölgem büyüyor kalbimde aşkın....
++++++++++++++
Öpmek isterdim yanaklarından kana kana
Sende beni sev isterdim yana yana
Ama şimdi gidiyorsun başkasına
Tek bir şey sölemek düşer bana
MUTLULUKLAR SANA!!!!
+++++++++++++
Bu şehir hala aynı sen gitti gideli
Bir deli rüzgarı bir de seli
Öğrendim artık kalbimde yıldızlar çizmeyi
Ama hiç biri tutmuyor ne senin ne de sevginin yerini......
+++++++++++++++++
Her uzağa baktığında beni göreceksen
Özlediğini söyleyip döneceksen
Git git yolun açık olsun

Uzakta bensiz güleceksen güne
Yanımda olup başkasını seveceksen bile
Dön dön ne olur....
++++++++++++++++
Bir hasret ver özlemli ama
Sen kokan
Bir aşk ver bana kısa ama
Sadece bana ait olan
Bir öpücük ver bana küçük ama
YILLARCA DUDAKLARIMDAN KAZINMAYAN!!!
+++++++++++++
Bu gece son kez rüyama gir
Kalbimden çık ve git
Bu gece son kez öp
Adını sil ve git
Bu gece ilk kez beni sev
Aşkı öğren ve git!!!
+++++++++++++
Çok sevmiştim ben seni
Sense düşünmedin bir kez olsun beni
Ne gözyaşlarımı ne de kırdığın kalbimi
İşte o kırık kalp
Şimdi benden sana DÜĞÜN HEDİYESİ!!!!
+++++++++++++
Sen bensiz de yaşardın
Gerekirse her engeli aşardın
Bilmem ki,benden ne istedin
Beni üzmek kolay değildi,sen başardın

Uğruna gecelerce ağlardım
Gerekirse kalbimi dağlardım
Bilmezsin ki sen,nasıl yaralandım
Seni unutmak kolay değildi BEN BAŞARDIM!!!!
+++++++++++++
öğrendim ben hayatı
Sensizken senle olmayı
Baş ucumdaki yerini doldurmayı
Gözlerim hep hayallerde
öğrendim ben hayal kurmayı
Senin de sevdiğini varsaymayı
tıpkı benim gibi sevdiğini haykırmayı
Bana yetiyor bunlar
öğrendim ben yetinmeyi
Senin verdiğin kar tanesi kadar sevgiyi
Gözlerime bakmasanda söylediğin şarkıyı
O şarkıyı unutamadım bir türlü
öğrendim ben aşkı
Seni senden çok sevmeyi
Gerekirse gururunun bıçağıyla kendini öldürmeyi
Senin için her engeli yenmeyi
Senin haberin gelmiş
öğrendim ben gerçekleri
Senin beni sevmedğini
Başka birinin kollarında eridiğini
Dayananam artık bu kadarına
Öğrendim ben aşk acısı çekmeyi
Her nefeste ölmeyi
Onun hayalinde başkasının yanında görmeyi
Naşımı aşkla gömmeyi....
+++++++++++++
Yüzünü gözlerime kazıdım
Her yerde seni görmek için
Sesini kulaklarıma kazıdım
Her yerde seni duymak için
Adını dudaklarıma kazıdım
Her cümleyi senle kurmak için
Ellerini yüzüme kazıdım
Hep senin tenini hissetmek için
Aşkını kalbime değil hayata kazıdım
Kalbim dursa bile hayat durmaz
Aşkını hep yaşatmak için....
+++++++++++++
Gözlerinde kaybolduğum o gece
Aşkı buldum ben bir buhar misali havalanırken
Sandım ki herşey toz pembe sevmesende severim kendimce
Ama azrail buldu beni bir papatya misali ezilirken
Sandım beni senden çeker koparır
Yapmadı elbet senin mutlu olduğun kadar
O da mutluydu ben üzülürken
Ağlamak yenilmek demekti zor almak bir karar
Siz beni eritiyordunuz ben cevapları düşünürken
Sorular kolay bir o kadarda akla zarar
Bu dünyada sevmek aşk neye yarar
Herkes bir acı çeker bir yare kanar
Ben senin gibi vefasıza yandım herkes tatlı bir güle kanarken
lanet etsen olmaz Azrail kapında beklerken
Çık dışarı canını seviyorsan inan aşk bundan da beter
Artık bir haykır bir ses ver
Aç o yüce kalbini ona ne kaybettiğini göster
Acımak yok pişmanlık bu saatten sonraya neye değer
Onada Azrilede son bir söz yeter
YOLUM BELLİ BENİM,GİDİYORUM ÇARELERİM MEZARIM AŞKIMSA KEFENİM!!!!!!!!!!
+++++++++++++
MATEM GÜLÜ
Kalbimde bir gül açıyor
Burak açsın,sakın elleme
Belki bir ümidi vardır bahardan
Belki de yağacak yağmurdan
Bırak,elleme ki açsın
Açsın da kalbimi sarsın
Belki bir umutla büyüyordur aşk için
Belki de senin için
Ağlıyır gülüm yıldızların altında
Bırak ağlasın,sakın elleme
Belki hüzünlendi bu fırtına havasından
Belki de ağlayası geldi sellercesine yapraklarından
Bak yıldızlar,nasıl kayıtsızca bakıyorlar gülüme
Duy yıldızları,sana nasıl haykırıyorlar
Alman için bu gülü kalbimden
Belki haberleri vardır gelecekten
Belki de gülün solmasıyla başlayacak matemden...

E.Ş

Mavi forum

Gözlerimde hissettim acıyı

İlk gözlerimde hissetim acıyı,
Onlardı sana kalbimi ilk bağlayan.
Yaşla doldu hemen acımı dışa vururcasına,
Gözlerimdi ilk acıyı yaşayan.

Ellerim uyuştu birden,
Çok severdim ellerini tutmayı, öpmeyi,
Yumruk oldu birden acımı dışa vururcasına,
Kalbime doğru yükseldiler, tutmaya.

Dudaklarım büküldü, ağlayan bir insan misali,
Bedenim sanki inkar etti yaşadığını,
Kalp atışlarım duyulmuyordu artık,
Ve gözlerim kapandı.

Yeniden açtığımda dünya bir başka mı olacaktı,
Unutabilecekmiydim ayrılık acısını,
O acı babamın dediği gibi büyüyünce geçecek miydi ?
Hayır, artık açmıyacağım dünyaya gözümü.

Mavi forum

sözün özü



Mavi forum

Ve Ben Seni Bekliyorum!...


Uykusuzluk hüküm sürüyordu gözlerimde
Yaşlar süzülüyordu yanaklarımdan oluk oluk
Yeşillik bir alanda dolaşıyordum
Ne tuhaftı etrafta hiç çiçek yoktu
Oturdum çimlerin üzerine usul usul
Senden bahsettim mis kokulu çamlara
Onlar da onaylar gibi rüzgarla birlikte başlarını sallıyordu
Onları izlerken gözlerim yıldızlara takıldı baktım uzun uzun
Bir çift göz gördüm yıldızlar arasında
Bir çift katre düştü gözlerden yıldız olup kaydılar aşağı
Onları izlerken uzandım yere boylu boyunca
Üstümde beyaz pijamalarım vardı.
Başımı bir taşa koydum yastık niyetine
Üstümü toprak kokulu yorganla örttüm
Böyle bir geceydi
Ve Ben Seni Bekliyordum!
Kayan yıldızları seyrederken sızmışım
Mis kokulu bir gülle uyandım ve kalktım yerden
Yastığın üstünde bir not vardı. Notu görünce oturdum
Şöyle yazıyordu:
“Sen, beni bekliyordun
Bense çok geç kaldım !
Ruhuna El-Fatiha”
Korkuyorum! Bugünlerde uykusuzluk hüküm sürüyor gözlerimde
Bir daha ne zaman gelirsin diye düşünüyorum dalgın dalgın
VE BEN SENİ BEKLİYORUM!...
Ne olur geç kalma!!

Kerim ÖZKARA


Mavi forum

Yalnız Bir Opera

Yalniz Bir Opera
.
Ölü bir yilan gibi yatiyordu aramizda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmisim
Oysa bilmedigin birsey vardi sevgilim
Ben sende bütün asklarimi temize çektim

Imrendigin, öfkelendigin
Kizdigin, ya da kiskandigin diyelim
Yani yasamislik sandigin
Geçmisim
Dile dökülmeyenin tenhaliginda
Kaçirilan bakislarda
Gündeligin basibos ayrintilarinda
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatimdaki herhangi biri saniyordun,
Biraz daha fazla sevdigim, biraz daha önem verdigim.
Baslangiçta dogruydu belki.
Siradan bir serüven, rastgele bir iliski gibi baslayip,
Günden güne hayatima yayilan, varligimi ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aska bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün asklarimi temize çektim
Anladigindaysa yapacak tek sey kalmisti sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin.

Yaz basiydi gittiginde, ardindan,
Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim.
Kimsesiz bir yazdi. Yoktun. Kimsesizdim.
Çikilmis bir yolun ilk duraginda bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben askin bütün çaglarindan geliyordum.
Sanirim lirik sözcügü en çok yüzüne yakisiyordu
Yüzündeki kuskun kedere, gür kirpiklerinin altindan
Kisik lambalar gibi isiyan gözlerine
Çerçevesine sigmayan
Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
Lirik sözcügü en çok yüzüne yakisiyordu.

Yaz basiydi gittiginde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmisti Mayis.
Seni bir siire düsündükçe
Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
Ucucu ve yumusak seyler geliyordu aklima.
Önceki siirlerimde hiç kullanmadigim bu sözcük
Usulca düsüyordu bir kagit akligina,
Belkide ilk kez giriyordu yazdiklarima, hayatima.
Yaz basiydi gittiginde. Bir askin ilk günleriydi daha.
Ask miydi, degil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
'Eylül'de ayni yerde ve ayni insan olmami isteyen' notunu buldum kapimda.
Altina saat: 16.00 diye yazmistin, ve 16.04'tü onu buldugumda.
Daha o gün anlamaliydim bu iliskinin yazgisini
Takvim tutmazligini
Aramizda bir düsman gibi duran zamani
Daha o gün anlamaliydim
Benim sana erken
Senin bana geç kaldigini.

Gittin. Koca bir yaz girdi aramiza. Yaz ve getirdikleri.
Döndügünde eksik, noksan bir seyler baslamisti.
Sanki yaz, birbirimizi görmedigimiz o üç ay,
Alip götürmüstü bir seyleri hayatimizdan, olmamisti, eksik kalmisti.
Kirilmis bir seyi onarir gibi basladik yarim kalmis arkadasligimiza.
Adimlarimiz tutuk, yüregimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi
bakisiyorduk.
Sanki ufacik bir sey olsa birbirimizden kaçacaktik.
Fotoromansiz, trüksüz, hilesiz, klisesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açildi, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin. Simdi bir mevsim degil, koca bir hayat girdi aramiza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artik, ne de ben kapiyi açabilirim sana.
Simdi biz neyiz biliyor musun?
Akip giden zamana göz kirpan yorgun yildizlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boslukta iki yalniz yildiz gibi
Aci çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batik bir asktan geriye kalan iki enkaz olacagiz yalnizca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasiz bogulacagiz
Ne kalacak bizden?
Bir mektup, bir kart, birkaç satir ve benim su kirik dökük siirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasinda
Ne kalacak geriye savrulmus günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Simdi biz neyiz biliyor musun?
Yikintilar arasinda yakinlarini arayan öksüz savas çocuklari gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam tasimadigi bir dünyada
Bir sey buldugunda neyi, ne yapacagini bilmeyen çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu askta büyüyecek
Her seyi bir baska aska erteleyecegiz.

Kis basliyor sevgilim
Hosnutsuzlugumun kisi basliyor
Bir yaz daha geçti hiçbir sey anlamadan
Oysa yapacak ne çok sey vardi
Ve ne kadar az zaman
Kis basliyor sevgilim
Iyi bak kendine
Gözlerindeki usul sefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir seye
Upuzun bir kis basliyor sevgilim
Ayriligimizin kisi basliyor
Giriyoruz kara ve soguk bir mevsime.

Kitaplara sarilmak, dostlarla konusmak,
Yaziya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak,
Camdan disari bakip puslu sarkilar mirildanmak....
Böyle zamanlarda her sey birbirinin yerini alir
Çünkü her sey bir o kadar anlamsizdir
Içimizdeki issizligi dolduramaz hiçbir oyun
Para etmez kendimizi avutmak için buldugumuz numaralar
Bir aski yasatan ayrintlari nereye saklayacaginizi bilemezsiniz
Çiplak bir yara gibi sizlar paylastigimiz anlar,
Esyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattiginiz aliskanliklar
Korkarsiniz sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsiniz aynalara,
Çagrisimlarla ödesemezsiniz.

Disarda hayat düsmandir size
Içeride odalara sigamazken siz, kendiniz
Bir ayriligin ilk günleridir daha
Her sey asili kalmistir bitkisel bir yalnizlikta
Gün boyu hiçbir sey yapmadan oturup
Kulak verdiginiz saat tiktaklari
Kaplar tekin olmayan gögümüzü
Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
Suyu bosalmis bir havuz, fisten çekilmis bir alet kadar tehlikesiz
Bakinip dururken duvarlara
Bos bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek,
Unutulmus bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani,
Unutsam esyanin gürültüsünü, nesnelerin dünyasinda
Kendime bir yer bulsam, dedigimiz zamanlar gibi
Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çikarmaya zorlandigimiz anlar gibi
Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasina,
Basimiza gelmis bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alinmaya
Kendimizi hazirlar gibi.

Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benligimizi
Ama öyle sessiz baktigimiz duvarlar gibi olmaya çalisirken,
Ve kazanmis görünürken derinligimizi
Ne zaman ki, yeniden canlanir bagislamasiz bellegimizde
Bir anin, yalnizca bir anin bütün bir hayati kapladigi anlar
O tiktaklar kadar önemsiz kalir simdi
Hayatimiza verdigimiz bütün anlamlar
Göremeseniz de, bilirsiniz
Hiç yakin olmamissinizdir intihara bu kadar.

Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaralari nasil sardigindan, ya da her seye nasil iyi geldiginden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadigini bildiginiz gibi.
Dahasi onalar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazi sözler, sözcükler, öyle düsünürler.
Bittigine kendini inandirmak, ayriligin gerçegine katlanmak, sirtinizdaki
hançeri çikartmak, Yüreginizin unuttugunuz yerleriyle yeniden karsilasmak
kolay degildir elbet.
Kolay degildir bunlarla bas etmek, ugruna içinizi öldürmek.
Zaman alir.
Zaman alir sizden bunlarin yükünü
O bosluk dolar elbet, yaralar kabuk baglar, sizilar diner, açilar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek seyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O bosluk doldu sanirsiniz
Oysa o boslugu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
Baska bir mevsim, baska bir takvim, baska bir iliskide
O eski agri
Ansizin geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmissinizdir.

Zamanla yerlesir yasadiklarin, yeniden konumlanir, çogalir anlamlari, önemi
kavranir.
Bir zamanlar anlamadan yasadigin sey, çok sonra degerini kazanir.
Yoklugu derin ve sürekli bir sizi halini alir.
Oysa yapacak hiçbir sey kalmamistir artik
Mutluluk geçip gitmistir yaninizdan
Her seye iyi gelen zaman sizi kanatir
Ölmus saadeti karsilastir yasayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alip verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden baska?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmis
Bir iliskiyi, duygularin birligini,
Bir aski beraberlik haline getiren kendiligindenligi
Yani günlerimiz aydinlikken kaçirdigimiz her seyi bir düsün
Emek ve askla güzellestirilmis bir dünya
Simdi agir agir batiyor ve yokluga karisiyor
Orada olmus saadeti karsilastir yasayan mutsuzlukla
Bunlar da bir ise yaramadiysa
Demek yangindan kurtarilacak hiçbir sey kalmamis aramizda.

Bu siire basladigimda nerde,
Simdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakisimli mevsimlerden
Ikindi yagmurlarini bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her cagin bitki örtüsünden
Oysa simdi içimin yikanmis tasligindan
Bakarken dünyaya
Yanginlarla bayindir kentler gibiyim:
Çicek adlarini ezberlemekten geldim
Eski sarkilari, sarhoslarin ve suçlularin
Unuttuklarini hatirlamaktan
Uzun uzak yollari tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden
Duyarligin gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklariyla geçti
Gençligimin rüzgara verdigim yillari
Gökummalarin ve içdökmelerin vaktinden geldim.

Bu siire basladigimda nerde,
Simdi nerdeyim?
Yaram vardi, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmis topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Isik istiyordu yalnizligim
Kötülükler imparatorlugunda bir tek siir yazmayi biliyordum
Ilerledikçe...Kaybolup gittin bu siirin derinliklerinde
Ask ve Aci usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha siir bitmeden.
Karardi dizeler.
Ask...Bitti. Soldu siir.

Büyük bir saskinlik kaldi o firtinali günlerden
Daha önce de baska siirlerde konaklamistim
Agir sinavlar vermistim degisen ruh iklimlerinde
Ask yalniz bir operadir, biliyordum:
Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadim.
Barbarlarin seyrettigi trapezlerden geçtim
Her adimda boynumdan bir fular düsüyordu
El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk
Birlikte çikalan yollarin yazgisidir:
Eksiliyorduk
Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
Yani çogalarak
Tahvil ve senetlerini intiharlarla degistirenlerin
Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarinda
Agir ve aci tanikliklardan
Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
Sonra timarhanelerde timar edilen ruhum
Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
Korsan yazilari, kara siirleri, gizli kitaplari
Ve açik hayatlari seviyordu.
Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at degistirdim
Atlarla birlikte terledim yollari ve geceleri
Ödünç almadim hiç kimseden hicbir seyi
Çiplak ve sahici yasayip çiplak ve sahici ölmek için panayir yerleri...
panayir yerleri...
Ölü kelebekler...
Ölü kelebekler...
Sonra dünyanin bütün sinemalarinda bütün filmleri seyrettim.

Adim onlarin adinin yanina yazilmasin diye
Aci çekecek yerlerimi yok etmeden
Aciyla bas etmeyi ögrendim.
Yoksa bu kadar konusabilir miydim?
Ipek yollarinda kuzey yildizi
Askin kuzey yildizi
Sanirsin durdugun yerde
Ya da yol üstündedir
Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
Ölü yanardaglar, ölü yildizlar
Ve toy yasin bilmedigi hesap: isik hizi.

Askin bir yolu vardir
Her yasta baska türlü geçilen
Askin bir yolu vardir
Her yasta biraz gecikilen
Gökyüzünde yalniz bir yildiz arar gözler
Gözlerim
Askin kuzey yildizidir bu
Yazlari daha iyi görülen
Ben, öteki, bir digeri ona dogru ilerler
Ilerlerim
Zamanla anlarsin bu bir yanilsama
Ölü sairlerin imgelerinden kalma
Sen de degilsin. O da degil
Kuzey yildizi daha uzakta
Yeniden yollara düserler
Düserim
Bir siir yasatir her seyi yasamin anlami soldugunda
Ben yoluma devam ederim. Bitmemis bir siirin ortasinda
Darmadaginik imgeler, sözcükler ve kafiyeler
Yasamsa yerli yerinde
Yerli yerinde her sey
Simdi her sey doludizgin ve çogul
Simdi her sey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Simdi her sey yeniden
Yüregim, o eski ask kalesi
Yepyeni bir mazi yaratti sözcüklerin gücünden
Dönüp ardima bakiyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her seyi hayata dönüstüren.
.
Murathan Mungan

Mavi forum

Sadece Sana

Sadece Sana

Baktığımda gözlerinin içine
Ki bakmaya cesaret edemezdim
Yüreğimdeki buzullar erirdi
her bakışımda
bir damla deniz süzülürdü gözlerimden
sen görmezdin

tuttuğumda elini
ki tutmaya cesaret edemezdim
kırılmaz kayalar erirdi
her tutuşumda
depremler olurdu yüreğimde
dağlar göçerdi
sen görmezdin

duyduğumda sesini
ki içim erirdi her tınısında
bebek seslerinden senfoni olurdu
ben koca adam uslu bir kedi
dayanamazdı güzelliğine kulaklarım
zarları yırtılırdı
sen görmezdin

ellerin üşürdü ağlardım
sen görmezdin
sesini duyamazdım ağlardım
sen görmezdin
seni göremezdim ağlardım
sen görmezdin
seni kıskanırdım tanrıdan bile ağlardım
sen görmezdin
ve ağlanacak halime gülerdim yanında hep
sen görürdün, gülerdin, ağlardım
kendimi avutur, haddimi sorgulardım
sen görürdün, gülerdin, ağlardım

Ben hiçbir aşkıma kavuşamadım ki
Sana kavuşayım
Bilmedim ki sevincini aşkın
Acısından başka...
Kendimden başka bir şeye
gülemedim ki doyasıya,
onun için ağlarım böyle hıçkırasıya...

hayat seni alıp götürürken
inci sahilleri olan limanlara
Sensizliğin acısı ömrümden
Bilmem kaç yıl götürür
Ve bilmem kaç yıl götürür
Gözlerinin hayali beni
Ellerinin sıcaklığı
Teninin kokusu
Kim bilir dayanamaz
Belki yüreğim hasretine
Oracıkta kuytu bir yerde
Habersizce duruverir
Dilim son sözünde
seni ve tanrıyı mırıldanır...
ama sen görmezsin, sen duymazsın...
ağlamazsın hiç belki de gülersin...

Mehmet Değirmeci

Mavi forum

Şarkı Olmak Varmış

Bir şarkı olmak varmış dünyada
Dilden dile dolaşmak
Bir şarkı olmak varmış dünyada
İki utangaç sevgiliye itiraf ettirmek sevdiğini
Bir şarkı olmak varmış dünyada
İki sevgilinin ilk dansına şahit olmak
Bir şarkı olmak varmış dünyada
Yalnız bir insanın yalnızlığını almak
Bir şarkı olmak varmış dünyada
Şarkı olup da senin yanında olmak
Senin yanında olup da gözyaşına karışmak

Kerim ÖZKARA


Mavi forum

*~aGLamaKLa hIç biR sEy HaLLediLemeZ~*

Aglamak ayip degil,saklama gözyasini
Yeterki aglarkende egme bir an basini
Üzülmek günah degil,hep sevilmez ya insan,
Elbet üzüleceksin sen bir kalp tasiyorsan....

Sevmek hiç ayip degil,sevmeyener utansin
Sevginle hasretinle unutmaki insansin
Varsanda sevdigine,bir gün erken bir gün geç
Mümkünmü mutlu olma,milyonlar ümitsizken...

Buda gelir buda geçer,hangi aci dert unutulmamiski
Hangi aci sürmüs mezara,sevdigini terkettin diye
Sanki dunya duracak,ancak hayatta bir amacim tek diye
Sevmek ve sevilmek sende tek....

Mutluluksa iste o zaman sana bir çift sözüm var
Aglamak ayip degil,agla aglaya bildigin kadar
Sevmek hiç ayip degil sevmeyenler utansin
Etinle kemiginle tek eksiksiz insansin....

Lakin sunu bilki her ask biraz yalandir
Oysa gerçek mutluluk kalbi birlesmis çiftlerce paylasilandir....

Mavi forum

SaçLarının karde$ kokusu..(cezmi ersöz) süper bişe okuyun

Söylemiştim sana, aşk benim kurtuluşum, soluğum, özgürlüğümdür, diye. Bu sıradan, bu bayağı hayattan, bu günlük, bu insanı haysiyetsiz bırakan korku ve kaygılardan, hesaplardan, kendimi korumak için girdiğim rollerden, baskılardan, aşkımla çıkabilirim ancak; aşk benim için ya hep ya hiçtir, diye.
Çünkü ben sizler gibi olamadım bir türlü.

Sizler çok “duygusalsınız! ” Hormonlarınızın size her mevsim oynadığı küçük oyunlara kapılıp âşık olduğunuza inanıyor ve hemen kapılıp gidiyorsunuz; ya da sizler aşk diye birbirinizi kulllanarak hayatın sizde açtığı yaraları iyileştiriyor, yıpranmış benliklerinizi onarıyorsunuz. Sonra da geçip giden yazların ardından ve güçlenmiş egolarınızla hesaplı ve korunaklı ilişkilerinize geri dönüyorsunuz. Beraberliklerinizin ya da aşk sandıklarınızın ardında hep bir dönüş kapınız açık sizin. Sizler mevsimlik aşklarınızdan geriye olduğunuz gibi geri dönersiniz. Bense çıktığım yolculuktan sakatlanmış olarak dönerim! Hiçliğe... ve bir kez daha ölmüş olarak. Tıpkı seninle yaşadıklarımdan sonra hissettiğim gibi... Söylemiştim, sana duyduğum aşk, içimde derin ve ölümüne bir kök saldı diye. Sense benimleyken hayatın sende açtığı yaraları iyileştirmiş, yıpranmış benliğini onarmış, kırgınlıklarını, korkularını, zaaflarını bana yüklemiş, sana güven veren, korunaklı ilişkine geri dönmüştün. O kötü enerjini geçirdiğin sahipsiz bir toprak olmuştum sana...

Onu sevdiğimi anladım, ona dönmeliyim, demiştin. Şimdi benim kanımla yeniden güçleniyor ilişkiniz. Şimdi ona okuduğun, ama benim sana yazdığım aşk şiirleriyle, öyküler ve yenidendoğuş efsaneleriyle besleniyor yakınlığınız. Şimdi ilişkinize benim çaresizliğim, itilmişliğim heyecan katıyor. Benden sevgini esirgeyerek, beni ölümün kucağına bırakarak ona döndün. Ne farkı var öyleyse beraberliklerinizin, ilişkilerinizin bu aşağılık, bu adaletsiz, bu esaret dolu hayattan? İlişkiniz benim safdışı edilmemle taçlanıyor şimdi... Safdışı etmek! .. Bu hayatı ne güzel özetliyor! ..

Bilmeni isterim, sandığın gibi sadece kadınlar aşkla seviştikleri erkeklere bağlanmaz, kimi erkekler de aşkla seviştikleri kadınlara bağlanırlar. Savruk yılların soldurduğu bedenimin şimdi sana umutsuzca bağlandığı gibi...

Uzun süre sana âşık olmamak için direndim. Sonra bu direnmeye daha fazla dayanamayacağımı anlayınca açtım kapılarımı. Ve kendimi hiç korumadan yaşamaya başladım seninle. Çünkü buydu benim için aşkın doğası. Kimse kendini korumaz. Ya hep ya hiçtir aşk. Ve aşkta yarın yoktur. Birlikte yolculuğa başlanır: İçerilere, kalplere, çocukluğa. Şefkatin ve sevginin esirgendiği günlere. Sonra o sevinçli ıstıraba... Bense sana inanmış, kalplerimize bu yolculuğu yaparken seni yanımda sanmıştım. Oysa sen benimle bu yolculuğa çıkarken ardında hep açık bir kapı bırakmıştın; kaybolmamak ve çok acı çekmemek için ve sonra güvenli, korunaklı ilişkine geri dönebilmek için. Oysa sevgili, böylesi yolculuklara çıkarken geriye bakılmaz, tereddütlere düşülmez... Yitirmeyi ve çok acı çekmeyi göze almadan kimse kurtulamaz bu adaletsiz hayattan, bu sefil esaretten... Kimse gerçekten âşık olamaz.

Ben yitirmeyi ve çok acı çekmeyi göze aldığım bu yolculukta, bu inancımın coşkusunu yeniden yaşamak için her defasında gözlerine bakmıştım. Yazık, görememişim, gözlerinin birinde kamera varmış! ..

Şimdi sen hiçliğe bıraktın beni. Ben bu hiçliğin içinden çıkıp çok güç de olsa varlığımı, yani özgürlüğü yeniden bulabilirim. Ya sen sevgili, gözünden hiç çıkarmadığın o kamerayla ve çok acı çekmekten ve yitirmekten hep korkarak yaşarsan nasıl kurtulacaksın bu esaretten, bu adaletsiz dünyadan? ..

Mavi forum

Çok Yalnızım

Çok yalnızım çok
Seslenemiyorum
Haykırsam duyanım yok
Çığlıklarım sanki bir fısıltı
Göremiyorum
En yüksek ışıkta bile sanki karanlık
Nedenini bilemiyorum
En mutlu günümde gözüm yaşlı
Attığım adım kararsız
Bilemiyorum
Bu mutluluğun sonu sende mi saklı…

Kerim ÖZKARA


Mavi forum

yılmaz erdoğan....

HEPSİ BU
değişen ben değilim
dönüşen savaş
yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:

bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak

şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar

değişen ben değilim
dönüşen savaş

artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sanmaya

yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri...

geceler...
yani
Ahmet Haşim'in kafiyeleri....

seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus

bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü,
acılarımız
ve kafiyelerimiz var...

işte hepsi bu kadar....


Nisan-Mayıs 1994
Berlin - Kuzguncuk

Mavi forum

Seni Sevdim

Ben gül atan insanları sevmedim.
Yapmacık sevdalara inanmadım.
Can atan canları sevdim hep.
Yüregiyle geleni birde SENİ.....

Ruhsuz aşklara inanmadım hiç.
Nede zahmetsiz vuslatlara.
Özlemleri intizarları sevdim hep.
Kavrularak geleni ve birde SENİ.....

Duygusuz insanlara inanmadım hiç.
Nede kalpsizlere.
İçinde ummanlarla coşanları sevdim hep.
Taşarak geleni ve birde SENİ.....

SENİ SEVDİM GÜLÜ SEVDİGİM GİBİ

Mavi forum

unuttum işte

O senli yıllara bir çizgi çekip
Gönül defterini kapattım işte
Hasretle yanmaya değmezsin deyip
Gözümde yaşları kuruttum işte

Şimdi bu pişmanlık bilmemki niçin
Kaybeden sen oldun yan için için
Unutmaz demişsin sen benim için
Aldandın sevgilim unuttum işte

Sevgisiz yanarmı sevda ocağı
Belliydi bu aşkın yok olacağı
söndürdüm içimde o yanardağı
Yaralı gönlümü avuttum işte

Mavi forum

ölüme eğilmek....

Ölüme Eğilmek


Uyumaya değil
Rüyalarıma gidiyorum
Orada yaşayacağım isteğimce
Uyanıkken hiç yaşayamadığım

Hepsi de gençti güzeldi
Sevdim sevildim diye aldanarak
Son gördüğüm onlar olacak
Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım

Ölüme değil
Sonsuzluğa gidiyorum
Orda dinleneceğim gönlümce
Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim

Kalemim yine elimde
Kağıtlarım da önümde
Son uykusunda düşecek başım
Sağlığımda hiç eğmediğim

aziz nesin

Mavi forum

Sevgİmİ UÇuruyorum GÖklere

SEVGİMİ UÇURUYORUM GÖKLERE

Bir uçurtma uçuruyorum,
Gönlümden, gökyüzüne doğru.
Kuyruğu sevgi ile süslenmiş,
İpliği birkaç sevgi sözü,
Rüzgârı içten bir bakış,
Terazisi mutluluk olan.
Bu uçurtma duygum,
Bu uçurtma kendim.
Süzülüyor göklerde sevginin kanatları ile.
Bulutlar okşuyor tenimi, beyazın saflığı ile,
Dünyayı görüyorum, üzerinde siyahlıklar !
Hiç yüzünden çıkan savaşları görüyorum,
Bir yanlışın sonucu,
sokak çocuklarını görüyorum.
Ağlayan anneleri görüyorum,
Çocuklarına hasret anneleri.
Yok yere çalınan hayatları görüyorum,
Sadece para için satılan hayatları.
Parayı tek hedef seçmiş insanları görüyorum,
Dalından koparılan gülleri,
Çocuksuz kırları görüyorum.
Kırlar solgun, sessiz, üzgün.
Gözyaşı görüyorum,
Üzüntü görüyorum, irkiliyorum…
Gözlerimi kapatmak istiyorum,
Sonsuza kadar hiç açmamak,
Fakat, Evet evet yanlış görmüyorum,
Az da olsa pembelikler de var dünyada,
Sevgiyle gülümseyen insanları görüyorum,
Gülüne kavuşmuş bülbülün,
Sevinç melodilerini dinliyorum,
Kırlarda koşan çocukları görüyorum,
Kırlar yeşil, kırlar mutlu,
Birbirini gerçekten seven insanları görüyorum,
Dostluk, dürüstlük, hoşgörü görüyorum,
Balıkların sudaki oynaşmalarını görüyorum,
Karınca katarlarının neşe içerisinde geçişlerini görüyorum,
Evet, evet artık siyahlıkları görmüyorum, göremiyorum,
Sadece pembelikler süslüyor dünyayı,
Haykırmak istiyorum dünyaya, seni seviyorum diye,
Tüm sevgimi siyahlıkların üzerine örtmek istiyorum,
Sevgi ipliğiyle, ulaşılmaza ulaştırmak istiyorum sevgimi,
Çok mu zor, pembelikleri görmek,
Çok mu zor, "seni seviyorum" demek,
Çok mu zor, gülümsemek,
Bir deneyebilsek,
Dünyada siyahlıklar kalmayacaktır.

Mavi forum

Ayrı Sabahlarda Filizlenen Aşk

Ayrı Sabahlarda Filizlenen Aşk

Sabah oldu sevdiğim
İşte uyanıyorsun
Güzelim gözlerini açıyorsun gün ışığına
Aklına geliyorum değil mi?
İlk düşünce sevdan oluyor yüreğini ısıtan
Bende senin gibiyim
İlk sen aklıma geliyorsun
Böylesi hoşuma gidiyor belki
Güne sıcak bir duygu ile uyanmak mutlu ediyor belki de
Bak sevdamız ısıtan yüreklerimizi
Ama düşün sevgili aynı güne merhaba demiyoruz
Ayni yatakta karşılamıyoruz sabahı
Oysa ne güzel söylüyor bir türkü
"Odam kireç tutmuyor kumunu katmayınca"
"Sevda bastan gitmiyor sarılıp yatmayınca"
Oysa düşün sevgili
Ayrılığın yüreğinde büyütüyoruz sevgimizi
Sen ne demiştin hatırlıyor musun
"Özlem olsun bırak"
"Biraz hasret olsun"
"Birleşmemiz bir kasırga gibi olsun o zaman"
Hatırlıyor musun
Bir buse kondurmuştun dudaklarıma
"Al" demiştin
"Al bu busemin sıcaklığında yaşat beni"
Bazı sevdalar böyle yaşanmak zorunda değil mi?
Bazen ayrılıkların kıraç topraklarında yeşeriyor sevda
Düşündün mü hiç
Ayni yataklarda sabaha merhaba diyen iyi yüreği
Biter miydi aşk
Söner miydi heyecan
Böylesine buyur muydu bu aşk
Düşünüyorum sevgili şimdi
Böyle yaşanmalı bu sevda belki de
Üzülmüyorum o zaman
Kayboluyor hüznün gölgesi yüreğimden
Acıtmıyor ayrılığın o zaman
Yüreğime ektim seni
Güzellik ektim şimdi yüreğime
Seni
Ve aşkını biçiyorum
Belki aynı yatakta güne merhaba demiyoruz
Belki kolların göğsümde vermiyorsun kendini gün ışığına
Ama biliyorum ki
Ayrı sabahlarda
Ve ayrı gün doğumlarında
Aynı sevdayı
Aynı sevinci yasıyoruz
Aynı düşü kuruyor
Aynı özlemi yaşatıyoruz
Bazı aşklar ayrılığın toprağında filizlenirmiş
Ayrılığına sarıldım bu yüzden
Ayrılığını dost edindim bu yüzden
Bir anlık çalınmış zamana sığındım bu yüzden
Bir anlık mutluluğa sığındım
Bir anlık mutluluğu her anıma yaydım
Bak bir sabah yine seni düşünüyorum bu yüzden
Seni düşünmelerin mutluluğunu avuçlamak için
Senin güzelliğini yaşamıma yaymak için

Gassan Satar..

Mavi forum