13 Haziran 2007 Çarşamba

gozlerinin daldigi yerdeyim

Icinde firtina peyda olur hani;
bak o zaman kalbindeyim...
Zamandir kavusmamiza mani;
sandigindan da derindeyim...

Imtihan bu askimin yolu;
gulden guzel tenindeyim...
Bellimi dir hasretin sagi,solu;
her nefeste seninleyim...

Care dersen biraz sabir;
gecici bir seferdeyim...
Ararsan beni yanibasinda;
gozlerinin daldigi yerdeyim...



–-–––•(-•ιѕуαηiη sαιяι•-)•––––-
��-(�`�.���)->uqur

Buyume Sakin Gozumde

BUYUME SAKIN GOZUMDE!...


Ufkumda bulabildigim butun guzellikleri havanda dovuyorum.
Markalasma sevdasinin cok otesinde bir sey bu... Akilda kalsam ne, cumle degerinde kalmasam ne.
Hic havamda degilim...
Havan'a tasidigim sular yormasa beni...kimbilir nerelerdeydim. Ne zaman onumden firsat adi altinda bayagiliklar gecse sirt ceviriyorum.
Akla ziyan goruntum de bu yuzden, kimi serseri hislerin koynuma girmesi de.
Icimde bir yonelis var sana birde vazgecis... Iki cizgi arasinda susmanin yorgunlugu var ustumde... Buyume sakin diyorum icimden buyume gozumde.

***

Alkislamali miyim su zayif halimi... Etegimdeki taslari dokmeli miyim huzura... yoksa bozmali miyim huzurumu, daha huzura ermeden...
Bir sarimlik tutun var ellerimde... Kultablasinda olasiliklari izmaritlestiriyorum. -ki ben hicbir zaman kendime yakisir bir islikla, yuruyemiyorum.-
Duvar diplerinde titreyerek beklerken, ustumde parcalanan yagmur damlalarini civalastirip... kavanozlarda asklarini pekistiriyorum.
Sisler ekliyorum ustume... bitince bir daha yakiyorum sigarami. Yangin yeri gibi dumanlar cikiyor ustumden...
Buyume sakin diyorum icimden, buyume gozumde...


Hakim Ozgen(dus yazilari)

Masumluk



MASUMLUK

Bir sandiga saklanmisti belki masumluk
Unutulmustu
Naftalinlere bogulmustu
Unutulmustu masumluk
Gokmavisinde batan gunestemi yasamisti yoksa
Yahut gecenin koylarindami yuzmustu masumluk
Zehir zemberek olmustu onsuz yasamlik
Onsuz anilmaz olmustu gulumseten baharlardaki ask
Bir sandiga saklanmisti sanki masumluk
Anahtari kayip okyanuslardaydi belkide
Derin mavide beklerdi yuzyillarca

Unutulmustu masumluk
Belki ayin ardindan gozler bizi simdilerde
Belki de gunestende uzak bir evrende
Neredesin ey masumluk
Tozlu raflardaki kalin kitaplardami gizlisin yoksa?

Unutulmustu masumluk
Belki Ataturk bulvarinda bir cicekte sakli
Belki de evimizde ki dede den yadigar sari resimlerde
Neredesin ey masumluk?
Yoksa bir sandiktami saklisin
Hani anahtari derin mavilerdeydi ya
Asilik diz boyu yaman sehrimde
Yalan gozlerde, yilan gozlerden sebep mi bu yoklugun?

Unutulmustu masumluk
Anadan yadigar bir ninnidemi gizliydin yoksa?
Yoksa babadan kalma oguttenmi gulumsuyordun bize?
Yahut o sandikta naftalinlerlemiydin?

Unutulmustu masumluk
Belki bir siir misrasinda
Belki de yeni dogan bebenin avuclarindamiydin yoksa?
Neredesin ey masumluk
Neden dir bu suskunluk
Gunesin sensiz gayri tadi yok
Yahut kan kirmizi gulun adi yok

Unutulmustu masumluk
Ve unutulmustu hayata ait bu tadimlik.

Volkan Yoruc




Sevmesini biliyormusunuz,?

Sevmeyi Biliyor muyuz?



“ Insanlarin cogu, kaybetmekten korktugu icin, sevmekten korkuyor.
Kendisini sevilmeye l�yik gormedigi icin, sevilmekten korkuyor.
Dusunmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi icin.
Duygularini ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktugu icin.
Yaslanmaktan korkuyor, gencliginin kiymetini bilmedigi icin..
Unutulmaktan korkuyor, dunyaya bir sey vermedigi icin.
Ve olmekten korkuyor, aslinda yasamayi bilmedigi icin.”


W. Shakespeare


Bir ninniyi kiskandiracak kadar guzel sesiyle cakil taslari arasindan sizip gelen su, cimenler, dag cicekleri, ceylanlar, kuslar, denizler, yeni dogmus sut kokan bebekler, guller, toprak, ruzgarda nazli nazli devinen yapraklar, agaclar, kisacasi her sey. Ne yana baksam her sey bana insanlari anlatir. Insanlarin inceligini, duyarliligini, insancilligini, sevecenligini ululugunu, yaraticiligini, sanatciligini.



Dunyada bunca yikim, kiyim,zulum,ihanet ve kotulukler olmasina ragmen; yine de insanlar hakkinda kotu dusunemiyorum. Insanlari oylesine guzel, oylesine derin, anlamli, zarif, sevimli dusunuyorum ki; onlari gunes gibi sicak, toprak kadar vefali, su kadar temiz, cimenler gibi zarif, ceylanlar kadar guzel, kuslar gibi ozgur ve verimli bir toprak kadar uretken ve olgun dusluyorum
Sevmeyi Biliyor muyuz?



“ Insanlarin cogu, kaybetmekten korktugu icin, sevmekten korkuyor.
Kendisini sevilmeye l�yik gormedigi icin, sevilmekten korkuyor.
Dusunmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi icin.
Duygularini ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktugu icin.
Yaslanmaktan korkuyor, gencliginin kiymetini bilmedigi icin..
Unutulmaktan korkuyor, dunyaya bir sey vermedigi icin.
Ve olmekten korkuyor, aslinda yasamayi bilmedigi icin.”


W. Shakespeare


Bir ninniyi kiskandiracak kadar guzel sesiyle cakil taslari arasindan sizip gelen su, cimenler, dag cicekleri, ceylanlar, kuslar, denizler, yeni dogmus sut kokan bebekler, guller, toprak, ruzgarda nazli nazli devinen yapraklar, agaclar, kisacasi her sey. Ne yana baksam her sey bana insanlari anlatir. Insanlarin inceligini, duyarliligini, insancilligini, sevecenligini ululugunu, yaraticiligini, sanatciligini.



Dunyada bunca yikim, kiyim,zulum,ihanet ve kotulukler olmasina ragmen; yine de insanlar hakkinda kotu dusunemiyorum. Insanlari oylesine guzel, oylesine derin, anlamli, zarif, sevimli dusunuyorum ki; onlari gunes gibi sicak, toprak kadar vefali, su kadar temiz, cimenler gibi zarif, ceylanlar kadar guzel, kuslar gibi ozgur ve verimli bir toprak kadar uretken ve olgun dusluyorum.


Ya guller? Gulleri anlatacak kelime bulamiyorum. O ustun gururlu, minnet nedir bilmeyen; kendinden, guzelliginden emin guller..... Guller bana daima genc kizlari hatirlatir. Ince, hassas, kizararak bakan, soluveren, hemencecik kusen, kirilan; tatli bir soze, bir gulumseyise hemen yuregini aciveren halleriyle, genc kizlari hatirlatir... Guller ki; her yapragi binbir anlam, binbir renk, ahenk dolu.



Insanlar silahlar uretseler, savassalar , cinayetler isleseler, haksiz yere bazilarina iftiralar atsalar, aclik ve sefaletin kol gezmesine seyirci kalsalar , intikam pesinde kossalar ; irkcilik politikasi, kan davasi gutseler de, dini bagnazliklar gibi ilkel davranislar gostererek beni zaman zaman hayal kirikligina ugratsalar da; her seye ragmen insanlari guzel duslemekten kendimi alamam. Cunku insanlari yeryuzunun en degerli varligi olarak gorurum. Vicdan, adalet, merhamet ve sevgi gibi degerli unsurlarin yalnizca insanda var oldugunu ve bu unsurlarin, insani insan eden ogelerin en basinda geldigini unutmadan yasiyorum.



Insani insan eden bir diger oge ise bilinc ve dusuncedir. Duyguysa, olaylar karsisinda ve yasamda insanlarin hissettikleri seylerdir. Ornegin, aci veya sevinctir.Korku, heyecan, endise, acimadir. Iyilik, dostluk, guzellik, adaletli ve vicdanli olmak gibi degerler,salt insana ozgu bir olgudur. Cunku insan sosyal bir varliktir. Aydinlik ve karanlik nasil biribirinin ziddiysa, iyilik ve kotuluk ya da guzellik ve cirkinlik de biribirinin ziddidir. Ama evrende her sey ic icedir ve beraber yasar. Karanlik nasil ki kotulugu, cirkinligi, korlugu, cehaleti, zulmu, haksizligi, adeletsizligi, vicdansizligi, sevgisizligi, hosgorusuzlugu temsil ediyorsa; aydinlik da iyiligi, guzelligi, bilgiyi,dogruyu, dostlugu, merhameti, durustlugu, adaleti ve vicdani temsil eder. Unutmayalim ki, tabiati gunes aydinlatir, insani da bilgi. Bilgi, eger iyinin ve vicdanin hizmetinde ise, bilginin hakca paylasilmasi, adaletin hayata gecirilmesi mumkun olur. Aksi takdirde haksizlik, vicdansizlik, zulumler ortaya cikar.
Yirmibirinci yuzyilda, bilgi caginda yasiyorken; insanin inancina, diline, kulturune, bilincine, dusuncelerine, gorusune ket vurarak, baski uygula****** hakaret ederek bir yere varmaya calisan sirtlanlari anlamakta ve anlatmakta gucluk cekiyorum. Tertemiz bir suyu bulandirmak ne kadar kolaysa, bir insani dininden, inancindan, renginden, dilinden, tipinden, irkindan, dunya gorusunden dolayi hor gormek, asagilamak, iftira atmak da o kadar kolaydir. Zor olan; insani, insan oldugu icin sevebilmekte, onun bize benzemeyen yanlarini hos gorebilmektedir.Insan gibi sosyal bir varliga da zor olan yakisir.



Oyleyse
Onemli olan insana saygi duyabilmek, insanca yasamayi ve yasarken de paylasmayi ogrenebilmektir. Dunyada her insanin yasam hakkina saygi duymayi, insanlari anlamayi ve en onemlisi de hosgoruyle bakmayi ogrenmek, onlarin hakkini da kendi hakkiymis gibi savunmak, insan olmanin geregidir. Insanlari diger canlilardan ayiran ozellikler de bunlar olsa gerek…Bu geregi yerine getirmek, son derece hassas ama bir o kadar da basittir. Ilk bakista zor gorunse de.


Ama ne yazik ki sirtlanlar, gun aydinligini sevmezler. Guzellikler onlarin meselesi degildir. Onlarin gulistani cirkinliklerdir. Nefrettir, kindir, dusmanliklardir. Onlarin hic kimseye merhameti, sevgisi, saygisi olamaz; hatta kendilerine bile. Yurekleri, beyinleri, kan, kin ve nefretle doludur. Erdemleri, namus anlayislari, o insanlarin bacaklari arasindadir. Buna bagli olarak beyinleri ve yurekleri de, namus anlayislari kadar kirlidir.



Bence bu dunyada ihtiyacini duydugumuz ve muhtac oldugumuz en onemli sey sevgi, dostluk ve hosgorudur. Kucucuk bir tebesum ve tatli dil, karsimizdakine verebilecegimiz en guzel hediyedir. Insanlar sevmeli, sartlar ne olursa olsun sevmesini bilmeli. Hayata hosgoru ile bakilinca, olaylar yumusuyor. Bunu hepimiz biliyoruz mutlaka, ama yine de hosgoruyu soylemeliyiz biribirimize,hatirlatmaliyiz. Cunku yasamin tadi ayrintilarda gizlidir, yasamak sevmektir, hissetmektir, anlamaktir.

” Bir kizilderili dede ile torunu evlerinin onunde oturmus, biraz otede bogusan biri siyah digeri beyaz iki kopegi seyrediyorlarmis. Torunu sormus:


" Neden iki tane kopek besliyorsun?


Dede yanitlamis:


“ Onlar benim icin iki simgedir evlat. Iyilik ve kotulugun simgesi... Iyilik ve kotuluk de icimizde boyle surekli mucadele eder durur."


Torun sorar:


“ Peki, sence hangisi kazanir mucadeleyi?”


Bilge reis derin derin gulumser ve der ki:
“ Hangisi mi evlat?...... Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanir...”



Sevgi, insanlara bagisladigimiz bir duygu, bir armagan. Bu yuzden bazen tek tarafli da olabiliyor ve bu yuzden bunu hic tanimadigimiz insanlara da bahsedebiliyoruz.



Severek yasamak guzeldir, severek yasamanin guzelligini ve onemini farkedenler de guzeldir… Dunyada bir sey olabilmenin otesinde cok daha onemli bir sey var aslinda; o da insan olabilmek. Insan olabilmenin ilk kosulu ise; yureginde sevgi tasiyabilmektir. Yoksa kim oldugumuzun, nereden geldigimizin, hangi ulkenin pasaportunda adimizin yazili oldugunun ne onemi var! Bu dunyada, sadece insan degil miyiz? Bu dunyada senin, benim yasama hakkimiz oldugu kadar, herkesin yasama hakki var. Insan dedigin odur ki; nerede ve kime yapilirsa yapilsin, birine yapilan zulmu, haksizligi, vicdansizligi, her zaman yureginde hissedebilsin, bunu kendisine yapilmis gibi gorebilsin..


Oyleyse Turk - Kurt, Alman – Rus yada Musluman - Hiristiyan olmanin ne onemi var, soyler misiniz? Aslolan- hepimize bir hayatin bahsedilmis yada armagan edilmis olmasi degilmidir?



"Allah'in bile insanlar hakkindaki hukmunu, omurleri sona erdikten sonra verdigine inanirken...
Biz kim oluyoruz da insanlari birkac kez gormek, iki-uc yazi okumak, birkac dedikodu dinlemekle... Yargilama hakkina sahip olabiliyoruz!” diyor Dale Carnegie...

Herman Hesse de diyor ki:" Ben vatanseverim ama, once insanim. Her ikisinin bir arada yurumedigi yerde daima insana hak veririm.”



O halde, neden baskalarinin bizden farkli yanlarini degil de, biraz da bizimle ortak yanlarini bulup ortaya cikarmaya calismiyoruz? Sonradan yaratilan ve dayatilan dil, mezhep, irk, tarikat, kultur, bolgecilik, seyhlik, asiretcilik gibi kavramlar yuzunden cikan savaslara, katliamlara, haksizliklara karsi durmuyoruz? Insanligin ortak degerleri olan hosgoru, sevgi, saygi, baris, ozgurluk, bireysel hak, adalet gibi evrensel degerlere inanmakta, kim ne zarar gorebilir? Insani duygulardan yoksun ve insanliktan nasibini alamamis sirtlanlardan baska, kim bu ortak degerlere karsi cikabilir?



Yilginliklarin, yorgunluklarin damarlarimizda dolasiyor olmasi bizi biktirmamali, yildirmamali; bizi insani degerlerden uzaklastirmamali. Bedenimizde, sevgiye acik bir yuregimiz oldugunu unutturmamali. Cunku bize, herseyden once yuregimiz gerekli. Sevgiyi gormek ve duvarini ormek, sevgiyi cevremize sunmak icin, once yuregimiz gerekli bize. Bozgunlardan ve sevgiyi kirleten yozluklardan yilmamak icin, korkmamak icin bize sadece yuregimiz gerekli.



..devami asagida eger sabirliysaniz:)

Engel Olma Bana

ENGEL OLMA BANA!.......


Sen bana kiy istedigin kadar ver cezami
Cekmem gerektigi kadar
Hic acima olur mu
Yap ne gerekiyorsa
Ayni hep yaptigin gibi
Benim yapamadiklarimi sen yap
Ben sana kiyamadigimda
Sen bana kiy
Yapamam ben cezasiz
Anlayamam asla gercegi yasamadan
Yasat bana her seyi o yuzden
Hata yapmama engel olmaya calisma sakin ama
Birak doya doya cekeyim cezami
Ne kadar agir olursa olsun karisma sakin
Tutma beni
Her seferinde biraktigin gibi birak git ellerimi
Ellerimi cek boynundan
Kendini de
Zarar vermiyim sana
Hic korkma ama onume gelen herkese zarar verebilirim
Yanlis yapabilirim
Dusunmem
Evet hepsi kabulum
Ama sevdigime bana ne yaparsa yapsin asla dokunmam
Dokunamam
Cunku ben oylesine severim ki
Bana ne yaparsa yapsin kin duymam
Hak ettigini de her zaman veririm
Sana verememisim demek ki
Engel olma bana birak cekeyim iste cezami doya doya...... . NB


BU BENIM SON SIIRIM OLSUN DIYE DUSUNDUM BIDAHA YAZMAYIM,KALEMI ELIME ALMAYIM ARKADASLAR NE DERSINIZ...ZATEN BI SIIR VARDI HANI KIRIK KALEM DIYE YAZDIGIM ORDA BELLI OLMUSTU...SAYGILARIMLA KALIN...HEPINIZI SEVIYORUM..SIZ KALEMINIZI BIRAKMAYIN SAKIN DOSTLAR.....:( :( ELVEDA:( :(

Sen Zaten Yokmussun


Sana hicbir sey soylemek istemiyorum. Butun sozcukler yetersiz.. Hicbir sey yazmak istemiyorum. Engin denizlerde kulac attigim, ustume gokkusagini kusandigim bu ask yalanmis. Simdi karanlik sularda boguluyorum. Gokyuzu kursun gibi agir. Ne yana donsem yalan. Gulusler yalan, vaatler yalan..Insanlar yalan. Ben seni mi sevdim..Senin gozlerinle mi baktim dunyaya.. senin ellerinle mi cicek derledim.. sevincti, askti gogsume bastim. Kocaman bir yalani seninle mi yasadim?

Gozlerine baktigim zaman cennet bahcesine gecerdim.. Bir aldatmacaymis, kotu bir ruya.. Kotulugun bile bir yuzu vardir, bir gorunusu.. ama en beteri buymus.. bu aldatmaca. Bir masal olsaydin raziydim, bir siir olsaydin, alir saklardim.Guzel bir yuz kalirdi senden geriye, hos bir ani.. kimsenin dokunamiyacagi bir tarih. Ama hicbir sey kalmadi.. Bir yoklugu varsaymisim. Bir HIC’e sarilmisim. Colde serap bile degilsin. Serabin gizli isigi vardir. Sen isigi yutan karanlik.. bir kor kuyu.. Ben kor kuyularda kaynak suyu aramisim.

Nasil olsa biterdi bu ask. Ama unutulmaz bir hatira, gencligin en guzel anisi olarak kalsaydi.. Sen hicbir seyin degerini bilmedin. Kokun curuk, yapragin kul, meyvan zehirmis. Ben seni askin yerine koymus aldanmisim. Kabahat sende degil, ben insan tanimamisim.

Sana karsi ofke duymuyorum, kirgin degilim, kizgin degilim.. Cunku sen zaten yokmussun. Asil kizilacak kisi benim.. Kucucuk bir toz tanesini bir mucevher sanmisim. Senin ihanetin bana koymadi..Beni kahreden, beni yokeden, beni bin pisman eden tek sey.. bir ask yaratmis tek basina yasamisim. Sen zaten yokmussun ki.. senin neyine yanayim?


Yar Suretinde Ankara

Ankara huzun yuklendi yine.
Dokunsan aglayacak bir cocuk gibi.
Hangi ufka dalsam asmis yuzunu,
Bulutlar gri sanki ayrilik simgesi.
Bu sehir ne zaman catsa kasini,
Icim daralir kacmak isterim alip basimi.
Umarsizca gitmek ardina bakmadan.
Kosar adim uzayan yollardan usanmadan.
Sonra silkinir kendime gelirim bir anda!
Ayrilikta cektigim ozlem nobetleri karsimda.
Bir tokat gibi patlar yuregimde sevdam.
Sover sayarim bu ihanet duyguma.
Cocukken bana kol kanat geren,
Mutluyken benle gulup, aglarken omuz veren,
Yalnizligimin gizli dostu; yoldasim Ankara!
Ben seni de bu sehir tadinda sevdim!
Bugulu gozlerinde hep Ankara`yi gordum.
Ben senin suretinde Ankara`yi sevdim!
Ben ne senden, ne Ankara `dan vazgecemedim...