23 Mayıs 2007 Çarşamba

Uyari!

Arkadaşlar, bölümümüzün düzenini korumak adına gereksiz konu açmamaya özen göstermenizi istiyorum.

Örneğin:
Bir şairin şiirlerini bir konu altında paylaşın lütfen. Aynı şairin şiirlerine ayrı ayrı konu açılması bizi zor durumda bırakıyor.
El birliğiyle buranın düzenini korumaya çalışalım. Hepinizden istirhamım budur.
Şimdiden teşekkür ederim.


Mavi forum

Sen Bitersin!!!!

SEN BİTERSİN!


O giderken ne yapacağını bilmemek
Bazen ağlamak,bazen susmak
Ama sadece....
Tükenmek....

O giderken yalnızca ağlar
Ama sen ölürsün!
Bilmez neler hissettiğini,
O ayrılış zamanı boyunca
Kaç defa tükendiğini...
Hüngür hüngür ağladığını
Ama aslında tükendiğini...

Çok üzülmediğini,hatta
Kafana takmadığını düşünür bazen...
Oysa haklıdır da çoğu zaman,
Üzülmemişsindir sen,
O an orda yok olmuşsundur aslında...
O gitmiştir ama
Sen bitmişsindir...

Düşünmemiştir çoğu zaman,
Hesaba katmamıştır,
Ne terk edişin,sana bu kadar koyacağının farkındadır
Ne de ne kadar kanayacağının...

Çaresiz bakarsın son defa peşinden,
Gözyaşların buğulandırır son dakikaları...
Göremezsin yüzünü,
Hissedemezsin varlığını yakınında.
Belki de hisstmek istemezsin çoğu zaman,
Çünkü farkındasındır
Umutsuz yüzünü görürsen,
Daha kolay tükeneceğini...

Ama o hesaba katmaz ki bir çok şeyi...
Yalnızca gider,terk eder.

Bu terk ediş çoğu zaman yalnız bırakır insanı.
Ama bazen öyle bir gider ki,
Varlığını, kalbini, ruhunu;aklını,tüm benliğinide alır,
Giderken...

Düşünmez onların sana ait olduğunu,
Düşünmez senin onlarsız yapamayacağını.
Tek bildiği kendisidir,
Seni de götürür yanında,
Çünkü o da sensiz yapamayacaktır...

Eğer aklını sana bırakırsa bile,
O an pek işe yaramayacaktır!
Tüm düşünceler anlamsızdır çünkü,
Bir sürü soru işareti vardır aklında,
'Eğer seviyorsan neden gidiyorsun?' dersin.
'Hiç sevmediysen, niye benimle oynadın?' dersin.

Daha pek çok soru işareti vardır aklında,
Oysa hiçbir soruna cevap bulamazsın
Hiçbir kapıyı açamazsın,
Anahatar kelimeyi bulamadığın için...

Orda tükenirsin
Ama 'Gitme!' diyemezsin...
Belki desen de farketmez,
O aklına koymuştur,
Seni o an yok edecektir...

Ve O sonunda gider,
Belki gözünden iki damla yaş akar ama
Sen bitersin....

Mavi forum

Bana ait kısacık bir şiir...(Gidenlere armağan olsun)

Sıcak suya buz atıp saatlerce erimesini seyretmedim bugün...
İskambil kağıtlarından evler yapıp yıkmadım.
Perdeleri kapatmadım güneşe inat!..
Resmine hiç gitmedi elim...
Ve gözlerimi kapıya dikmedim bir umut diye!..
Dualar etmedim..
Saatler geçmeyi öğrendi...
Uykular uyumayı..
Bütün ışıkları yakmadım ve yastığına sarılmadım ilk defa!..
Gözümden bir damla yaş süzülmedi..
Gönlümden birşeyler kopup hiç gitmedi..
Son sözlerin çınlamadı kulaklarımda!..
Ve Adın hiçbirşey ifade etmedi..
......ASLI.......
17/06/2004

Mavi forum

Yahya Kemal Beyatlı Şiirleri...

Akincilar

Bin atli, akinlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atli o gün dev gibi bir orduyu yendik!

Ak tolgali beylerbeyi haykirdi: Ilerle!
Bir yaz günü geçtik Tuna'dan kaafilelerle...

Şimşek gibi bir semte atildik yedi koldan.
Şimşek gibi Türk atlarinin geçtigi yoldan.

Bir gün dolu dizgin boşanan atlarimizla
Yerden yedi kat arsa kanatlandik o hizla...

Cennette bugün gülleri açmiş görürüz de
Hala o kizil hatira titre gözümüzde!

Bin atli, akinlarda çocuklar gibi şendik;
Bin atli o gün dev gibi bir orduyu yendik!


Yahya Kemal Beyatlı |

Mavi forum

Cemal Süreya'nın bilinmeyen eserleri ortaya çıkarıldı!

Cemal Süreya'nın bilinmeyen eserleri ortaya çıkarıldı

19.03.2005






Türk edebiyatında İkinci Yeni adıyla anılan akımın öncülerinden olan şair Cemal Süreya'nın, hiç yayınlanmamış şiirleri, çevirileri ve özel notları ortaya çıkarıldı. Süreya'nın Köyceğiz'de yaşayan üvey kızı Gonca Uslu, Süreya'dan geriye kalan eserlerin değerlenmesini istediğini söyledi.

Türk edebiyatında İkinci Yeni adıyla anılan akımın öncülerinden olan şair Cemal Süreya'nın, hiç yayınlanmamış şiirleri, çevirileri ve özel notları ortaya çıkarıldı. Süreya'nın Köyceğiz'de yaşayan üvey kızı Gonca Uslu, Süreya'dan geriye kalan eserlerin değerlenmesini istediğini söyledi.


İstanbul'da, 9 Ocak 1990 tarihinde 59 yaşında yaşamını yitiren Cemal Süreya'dan kalan eserleri, dördüncü eşi Birsen Süreya yaklaşık 15 yıl sakladı.

Birsen Süreya'nın ölümü üzerine kızı Gonca Uslu, korumaya aldı. Gerçek adı Cemalettin Seber olan, Maliye Müfettişliği yaparken Cemal Süreya adıyla yazılar ve şiirler yazmaya başlayan ünlü şairin düzeltilmiş ve baskıya hazır 3 kitabı ile bir çevirisi ve sayısız şiiri bulunduğunu söyleyen ressam ve seramikçi kızı Gonca Uslu, "Annemin anı olarak sakladığı eserlerin çürüyüp gitmesine gönlüm razı olmadı. Bir yayıncı, yayınlamak üzere isterse, maddi karşılık beklemeden veririm. Herhangi bir müzede de sergilenebilir" dedi. Uslu, üvey babasının ölümünün arkasındaki sır perdesini de şairin önümüzdeki ölüm yıldönümünde açıklayacağını söyledi.

KÜTÜPHANESİ SATILDI

Köyceğiz'deki evinde mütevazı bir yaşam süren 48 yaşındaki ressam ve seramik sanatçısı Gonca Uslu, "Cemal Süreya'nın binlerce kitap ve el yazması eserini, notlarını, ölümünden sonra oğlu Memo, çok cüzi bir paraya Perinçekler'e sattı. Bendekileri, annem sakladığı için kurtarabildik. Annem kendine özel kalmasını istedi. Geçen yıl annemi de kaybettim. Bu eserlerin değerlenmesini istiyorum" dedi. Uslu şunları söyledi: "1966'da geçtiğini anladığım ama yazarının kim olduğunu açıklamayacağım 'Bilimsel sorun ve toplumsal sorun olarak Eşcinsellik' isimli, İngilizce'den çevrilmiş çalışması, basılmaya hazır. Kendisinin yazdığı Sinemadaki Erkekler, Kadınsız Erkekler ve Genel Yerler isimli kitap taslakları bende. Tanınmış insanlar üzerine notları var. Bir notunda 'Cem Karaca tanka binmek istedi, Barış ise uçağa' demiş. Bazı yazıları sansürsüz okunmaz. Orhan Aldıkaçtı'ya zehir zemberek bir yazısı var. 'Orhan Aldıkaçtı, devleti değil milleti koru. Türkiye kavimler kapısıdır bilmez. Telefon dinleme hakkı tanıyor. Vural Arıkan'ın faşistti. Düşünceye karşı. Bir hukuk profesörü bu kadar düşünceye karşı olur mu? Anayasayı b.. etmiş. Milli Güvenlik Kurulu'nu övüyor. Utandım ondan da kendimden de' diyor. Bir yazısında Cumhuriyet Gazetesi'ni eleştirmiş. Nazım Hikmet ile ilgili verdiği habere tepki göstermiş. Fethullah Gülen'le ilgili görüşlerini dile getirmiş. Güzel karikatür yapardı. Hepimizin karikatürünü çizmişti. Oğuz Aral'ı severdi. Onu da çizdi. Onunla akşamları sofra sohbetleri keyifliydi. Televizyon izler, birşey çizer, dinlemez görünürdü. Konuşmamız bittikten sonra bir cümle söylerdi, şaşardık. Bu arada aldığı notlar ertesi günkü yazısı olurdu. 'Ohh rahatladım. Bu çocuk doğurmak gibi bir şey' lafı o yazının bittiği anlama geliyordu."


SOYADINDAKİ 'Y' HARFİNİ
İDDİADA KAYBETTİ

Cemal Süreya'nın kendisine ait evinin olmadığını, 16 yılı Acıbadem ile Kadıköy'ün çok çeşitli mahallelerinde geçirip sürekli taşındıklarını anlatan Uslu, "En son Kadıköy Mühürdar'da otururken onu kaybettik. Ölmeden önce anneme miras yazısı bırakmış. 6 madde. İki tane halı, kütüphane, masanın ortasındaki ve yabancıların yarısı, çiçeklerin hepsi, büyük ayna, bütün kitapların telif hakkının yarısı, kendisini ve bütün notlarını anneme bıraktığını belirtiyor. İmza tarihi 4 kasım 1989.'

Ünlü şairin ölümünden kısa süre de Üstü Kalsın adlı şiirini yazdığını belirten Uslu sözlerini şöyle sürdürdü: "Fazla parası hiç olmadı. Bir gün bana boş bir kağıdın altını imzalayıp uzattı ve dedi ki, 'Ölümümden sonra üstünü istediğin gibi doldurup zengin olursun. Param yok ama telif haklarını kullanırsın' demişti. Kağıttan Japon fenerlerinin üzerine şiirler yazardı. 'Bunu da sakla çok büyük para eder' derdi. Güzeli severdi ama tek kadını sevmek isterdi. Annemi çok sevdi. Ona 'Bayan nihayet' derdi. İddiaya girmeyi severdi. Arkadaşıyla bir şey üzerine iddiaya girmiş. Kaybederse soyadındaki 'y' harfinden birini sildireceğini söylemiş. Kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş."

Mavi forum

Dadaloğlu şiirleri...

Aslımı Sorarsan

Aslımı sorarsan Avşar soyundan
Ayrı düştüm aşiretten beyimden
Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen
Çıkıp da cana kıyanlardanım

Çekerim çileyi böyl'olsun bugün
Alırım mı sandın şol Kozan Dağın
Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün
Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim

Dadaloğlum der de böyle olmazdım
Gördüğüm günlerin birini görmezdim
Kavga kızışınca geri durmazdım
Meydanda kardaşa kıyanlardanım


Dadaloğlu |

Mavi forum

Her şey sende gizli

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kâr sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

Mavi forum

Can Yücel şiirleri...

Akdeniz Yaraşıyor Sana

Akdeniz yaraşıyor sana
Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun
Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında
Hiç dinmiyor motorların gürültüsü
Köpekler havlıyor uzaktan
Demin bir çocuk ağladı
Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine
Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir
Denizi tokmaklıyor balıkçılar
Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak
O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği

Hayatta yattık dün gece
Üstümüzde meltem
Kekik kokuyor ellerim hala
Senle yatmadım sanki
Dağları dolaştım

Ben senden öğrendim deniz yazmayı
Elimden düşmüyor mavi kalem
Bir tirandil çıkar gibi sefere
Okula gidiyor öğretmenim
Ben de ardından açılıyorum
Bir poyraz çizip deftere
Bir ada var sırf ebabil
Dönüyor dönüyor başımda
Senle yaşadığım günler
Gümüş bir çevre oldu ömrüm
Değince güneşine

Neden sonra buldum o kaçakçı mağarasını
Gözlerim kamaşınca senden
Ölüm belki sularından kaçırdığım
O loş suda yıkanmaktır
Durdukça yosundan yeşil
Kulaç attıkça mavi

Ben düzde sanırdım yıkıntım
Örenim alkolik asarım
Mutun doruğundaymışım meğer

Senle çıkınca anladım
Eski Yunan atları var hani
Yeleleri bükümlü
Gün inerken de öyle
Ağaçtan izdüşümleriyle
Yürüyor Balan tepeleri
Yürüyor bölük bölük can
Toplu bir güzelliğe doğru

Kadınım Yaraşıyorsun sen Akdenize

Kaynak: Sekizibiryerde
Can Yücel |

Mavi forum

çocuklara şiirler

ANNECİĞİM

Anneciğim seni ben,
Çiçeklerden yemişten,
Sarı saçlı bebekten,
Canımdan çok severim.

Gitme hep yanımda kal,
Beni kollarına al,
Pembe gülden daha al,
Yanağından öperim.



Melahat UĞURKAN

Mavi forum

Savaş Karşıtı Şiirler

BAZI ŞEYLERİ AÇIKLIYORUM


Soracaksınız: Leylaklar nerede hani?
Gelincik yapraklı metafizik nerede?
Sözcüklerine incecik delikler açıp
onları saçan yağmur nerede?
Kuşlar nerede hani?


Her şeyi anlatayım.


Kent dışında yaşardım,
Madrid dışında, çanlarla,
saatlerle, ağaçlarla.


Görülürdü oradan
kurumuş yüzü Kastilya'nın
meşin bir okyanus gibi.
Evime
çiçek-evi derlerdi, sardunyalar fışkırırdı
duvarlarından çünkü:
güzel bir evdi
köpekleriyle, çocuklarıyla.
Hatırladın mı, Raul?
Rafael, hatırladın mı?
Hatırladın mı, Federico?
yerin altında,
hatırladın mı, balkonlarında o evin
Haziran ışığı çiçekler doldururdu ağzına.
Kardeşim, kardeşim!

Her şey
o kalın sesler, tezgâhların tuzu,
kabarmış ekmekler çıkaran fırın
ve heykelleriyle Argüelles pazarı
kurumuş bir mürekkep hokkasıydı sanki aldatmalar içinde:
yağ akardı kaşıklara,
ayakların, ellerin derin çarpıntısı
sokaklarda büyürdü,
metreler, litreler, temel
ölçüsü yaşamın,
balık yığınları,
rüzgâr gülünü bile şaşırtan
soğuk güneşiyle kiremitler,
patateslerin ince, çıldırmış beyazlığı,
domatesler yuvalanırdı denize dalga dalga.

Bir sabah tutuştu bunların hepsi,
bütün canlıları yutmak için bir sabah
fışkırdı topraktan
şenlik ateşleri,
silah vardı artık,
barut vardı artık,
artık kan vardı.
Haydutlar geldi uçaklarıyla,
yüzükleriyle, düşesleriyle haydutlar,
takdisler dağıtan kara keşişleriyle
haydutlar geldi gökyüzünden
çocukları öldürmek için,
çocuk kanı aktı sokaklarda
düpedüz çocukların kanı aktı.

Çakalların bile tiksindiği çakallar,
kuru çalıların bile tükürdüğü taşlar,
yılanları bile iğrendiren yılanlar!
Yüzyüze gelince bunlarla
kanını gördüm İspanya'nın,
kabarıyordu
bir onur ve bıçaklar dalgasında boğmak için sizleri!

Hain
generaller:
ölü evimi görün,
bakın paramparça İspanya'ya:
erimiş maden akıyor her evden
çiçek yerine,
her çukurundan İspanya'nın
İspanya yükseliyor,
her ölü çocuktan bir tüfek fışkırıyor,
gören bir tüfek,
kurşunlar doğuyor her cinayetten,
o kurşunlar günün birinde
on ikisinden vuracak yüreğinizi.

Soracaksınız: Şiiri neden
düşleri anlatmıyor, yaprakları
ve büyük yanardağlarını anayurdunun?


Gelin görün kanı sokaklardaki.
Gelin görün
kanı sokaklardaki.
Gelin görün kanı
sokaklardaki.



Pablo NERUDA

Mavi forum

marşlar

1 MAYIS MARŞI


Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır
Ancak bu böyle gitmez sömürü devam etmez
Yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Yepyeni bir güneş doğar dağların doruklarından
Mutlu bir hayat filizlenir kavganın ufuklarından
Yurdumun mutlu günleri mutlak gelen gündedir

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Vermeyin insana izin kanması ve susması için
Hakkını alması için kitleyi bilinçlendirin
Bizlerin ellerindedir gelen ışıklı günler

1 Mayıs 1 Mayıs işçinin emekçinin bayramı
Devrimin şanlı yolunda ilerleyen halkların bayramı

Ulusların gürleyen sesi yeri göğü sarsıyor
Halkların nasırlı yumruğu balyoz gibi patlıyor
Devrimin şanlı dalgası dünyamızı kaplıyor

Gün gelir gün gelir zorbalar kalmaz gider
Devrimin şanlı yolunda bir kağıt gibi erir gider

Mavi forum

nesimi

Ben yitirdim ben ararım
Yâr benimdir kime ne
Gâh giderim öz bağıma
Gül dererim kime ne

Gâh giderim medreseye
Ders okurum Hak için
Gâh giderim meyhaneye
Dem çekerim kime ne

Sofular haram demişler
Bu aşkın şarabına
Ben doldurur ben içerim
Günah benim kime ne

Ben melâmet hırkasını
Kendim giydim eğnime
Ar ü namus şişesini
Taşa çaldım kime ne

Sofular secde ederler
Mescidin mihrabına
Yâr eşiği secdegâhım
Yüz sürerim kime ne

Gâh çıkarım gökyüzüne
Hükmederim kaf'tan kaf'a
Gâh inerim yeryüzüne
Yâr severim kime ne

Kelp rakip böyle diyormuş
Güzel sevmek pek günah
Ben severim sevdiğimi
Günah benim kime ne

Nesimî'ye sordular li
Yârin ile hoş musun
Hoş olayım olmayayım
O yâr benim kime ne

Mavi forum

kul himmet

Aklım fikrim yâr eyledim ben bana
Öğüt verdim deli gönül almadı
Bir kileciği var almış eline
Dünyayı içine koydum dolmadı

Alması farz imiş sünnettir selâm
Hak nurdan yaratmış yaz dedi kalem
Bir çiçek yarattı ol Rabb'ül-âlem
Anı kokulayan mahrum kalmadı

Var bir pire eriş serseri gezme
Gözet gözün önün yolundan kalma
Değme bir dükkâna yükünü çözme
Bunda çok bazergân assı kalmadı

Gençlik yaza benzer kocalık güze
Yüreğim başlıdır dertlerim taze
Boynun eğ de hizmet eyle üstâza
Şeytan benlik ile menzil bulmadı

Kul Himmet'in deste gülü elinde
Daima zikreder Hakk'ı dilinde
Bir güzel sevmişim Hakk'ın yolunda
Hayali gönülden zail olmadı

Mavi forum

kazak abdal

BENİM PİRİM HACI BEKTAŞ VELİ'DİR



Benim pirim Hacı Bektaş Veli'dir
Pirim piri ŞÃ¢h-ı Merdân Ali'dir
Seyit Ali Sultan Kızıl Deli'dir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Erenlerin lokmasından yer isen
Gerçek imâmların aslın der isen
Dinle pendi san derim er isen
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Arslan gibi apul apul yürüyen
Kendi özün Hak sırrına bürüyen
Kepeneğin yanı sıra sürüyen
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Mümin olan lokmasını yedirir
Her sözleri rumuz ile bildirir
Gümânsız bil onu gerçek velidir
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Kızıl Deli ocağından uyanan
Baştan başa yeşillere boyanan
Varıp pirin eşiğine dayanan
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Mekân tutmuş Hanbağı'nda bucağın
Bulutlara ağıp tutan sancağın
Uyandıran pirimizin ocağın
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Kazak Abdal der rivâyet eyledim
Üç yüz altmış er ziyâret eyledim
Bu da söz başı hikâyet eyledim
Mürsel Baba oğlu Sultan Balı'dır

Mavi forum

köroğlu

BENDEN SELAM OLSUN BOLU BEYİNE


Benden selam olsun Bolu beyine
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından gürzün sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır

Köroğlu düşer mi yine şanından
Ayırır çoğunu er meydanından
Kır-At köpüğünden düşman kanından
Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır

Mavi forum

aşık veysel

ALDANMA CAHİLİN KURU LAFINA


Aldanma cahilin kuru lafına
Kültürsüz insanın külü yalandır
Hükmetse dünyanın her tarafına
Arzusu hedefi yolu yalandır


Kar suyundan süzen çeşme göl olmaz
Gül dikende biter diken gül olmaz
Diz diz eden her sineğin bal'olmaz
Peteksiz arının balı yalandır


İnsan bir deryadır ilimle mahir
İlimsiz insanın şöhreti zahir
Cahilden iyilik beklenmez ahir
İşleği ameli hâli yalandır


Cahil okur amma alim olamaz
Kâmillik ilmini herkes bilemez
Veysel bu sözlerin halka yaramaz
Sonra sana derler deli yalandır

Mavi forum

Edip Cansever Şiirleri....

Aaaa

Bir Süleyman gördüm hiçbir yanı kımıldamıyor
Oturmuş bir iskemleye
Pek de oturmuşluğu yok iskemle ayaksız
O nasıl şey, bu adam soyut mu ne
Baksan bir ilgisi var elleriyle
Uzamış uzamış uzamış doğrusu elleri
Sevmeye domuzlanıyor gittikçe
Konuştum konuşmuyor
Dürttüm dürtülmüyor
Kızdım, bir bıçak salladım karnına
Aaaa!
Yok yahu bana mısın demiyor

Şaşırdım, yokladım kendimi iyice
Bir çağ mı değiştik sabah sabah ne
Artık ölüm insanlardan olmuyor.

Kaynak: Yerçekimli Karanfil
Edip Cansever |

Mavi forum

Cahit Sıtkı Tarancı Şiirleri...

Abbas

Haydi abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalp ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber Sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumanı,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş'tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

1942

Cahit Sıtkı Tarancı

Mavi forum

ömer hayyam

1.
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen;
Suçumuza, duamıza önem vermeyen;
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık;
Umudumu rahmetine bağlamışım ben
2.
Büyükse de isyanım, kötülüklerim,
Yüce Tanrı' dan umut kesmiş değilim;
Bugün sarhoş ve harap ölsem de yarın
Rahmete kavuşur elbet kemiklerim.

3.
Tanrım bir geçim kapısı açıver bana;
Kimseye minnetsiz yaşamak yeter bana;
Şarap içir, öyle kendimden geçir ki beni
Haberim olmasın gelen dertten başıma.

4.
Rahmetin var, günah işlemekten korkmam;
Azığım senden, yolda çaresiz kalmam;
Mahşerde lutfunla ak pak olursa yüzüm
Defterim kara yazılmış olsun, aldırmam.

5.
Derde gama yatkın yüreğime acı;
Bu tutsak cana, garip gönlüme acı;
Bağışla meyhaneye giden ayağımı,
Kızıl kadehi tutan elime acı.

6.
Akıl bu kadehi övdükçe över;
Alnından sevgiyle öptükçe öper;
Zaman Usta' ysa bu canım nesneyi
Hem yapar hem kırıp bin parça eder.

7.
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri?
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri.
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun:
Ya bunak bir ihtiyarsın, ya da eşeğin biri.

8.
Her sabah yeni bir gün doğarken,
Bir gün de eksilir ömürden;
Her şafak bir hırsız gibidir
Elinde bir fenerle gelen.

9.
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı göz yaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.

10.
Yaşamanın sırlarını bileydin
Ölümün sırlarını da çözerdin;
Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok:
Yarın, akılsız, neyi bileceksin?

11.
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para!
Hırka, tespih, post, seccade güzel;
Ama Tanrı kanar mı bunlara?

12.
Var mı dünyada günah işlemeyen söyle:
Yaşanır mı hiç günah işlemeden söyle;
Bana kötü deyip kötülük edeceksen,
Yüce Tanrı, ne farkın kalır benden, söyle.

13.
Felek ne cömert ne aşağılık insanlara!
Han hamam, dolap değirmen, hep onlara.
Kendini satmıyan adama ekmek yok:
Sen gel de yuf çekme böylesi dünyaya!

14.
Bilgenin yüreğinde her dilek,
Anka kuşu gibi gizli gerek.
Damla nasıl inci olur denizde:
Sedefler içinde gizlenerek.

15.
Ovada her kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi.
Yerden biten şu mor menekşe yok mu?
Bir güzelin yanağındaki bendi.

16.
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler,
Bin bir derde düşer, canlarından bezerler.
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür,
Onlar gibi olmıyana adam demezler.

17.
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Işık da vermezsen, ateş yeter bize .
Hırka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.

18.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?

19.
İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangi güzeldir, hangi sevgili.
Duvara koyduğun ker**** yok mu, ker****?
Ya bir Şah kafasıdır, ya bir vezir eli!

20.
Hak er geç cimrilerin hakkından gelir;
Cehennem ateşleri onlar içindir.
Ne der, dili inciler saçan Muhammet:
Cömert gavur cimri müslümandan yeğdir.

Mavi forum

william shakespeare

2. SONE

Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı,
Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık,
Gençliğin kibirli, süslü giyim kuşamı
Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir,
Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;
Dersen yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir,
Bencil utancıyla israfa övgüdür bu.
Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara
"Benim güzel çocuğum beni kurtarır" dersen
"Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra."
Güzelliğin onda sürdüğünü göstersen!
O, sen yaşlandığında yeniler varlığını
Soğuktan donan kanın duyar ısındığını.

Mavi forum

yunus emre

AŞKIN ALDI BENDEN BENİ



Işkun aldı benden beni bana seni gerek seni
Ben yanarım düni güni bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinürem ne yokluğa yirinürem
Işkun ile avınuram bana seni gerek seni

Işkun âşıklar öldürür ışk denizine taldurur
Tecellîyile toldurur bana seni gerek seni

Işkun şarâbından içem Mecnûn olup tağa düşem
Sensin dün ü gün endîşem bana seni gerek seni

Sûfilere sohbet gerek ahîlere ahret gerek
Mecnunlara Leylî gerek bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler külüm göğe savuralar
Toprağum anda çağıra bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri bir kaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver onları bana seni gerek seni

Yûnus'durur benüm adum gün geldükçe artar odum
İki cihanda maksûdum bana seni gerek seni

Mavi forum

karacaoğlan

ANNACINA ALMIŞ KOCA BERİD'İ


Annacına almış koca Berid'i
Farıdı da deli gönlüm farıdı
Hazret Nuh'tan beri kimler var idi
Nuh'un tufanını bilin mi meşe

Anacına almış koca ardıcı
Başına yağar da boranla gıcı
Gittin Kâbe'ye de oldun mu hacı
Ol Beyt-Şerif'e yüz sürdün mü meşe

Şu meşenin bin incecik yolu var
Sayamadım yüz bin türlü dalı var
Şu dünyanın yüz bin türlü hali var
Şu dünyanın halinden bilin mi meşe

Karac'oğlan der, bu da böyle olsun
Başındaki kuru dalın göğersin
Senin bahşışını Bertiz'li versin
Ol Bertiz'in halini da bilin mi meşe

Mavi forum

güz haikuları

GÜZ HAİKULARI


Güz akşamı-
Geçiyor bir kargacık
Çığlık atmadan
Kishû


Güz vakti akşam-
Bir mutluluk da vardır
Bu yalnızlıkta

Buson


Sönüyor ışık
Komşu kulübecikte
Soğudu gece

Shiki


Güz mevsimi zor
Komşum
Nasıl yaşıyor?

Bashô


Onuncu ayda-
Ne ben giderim burdan
Ne kimse gelir

Shôhaku


Derin gecede
Değiştirdi yatağı
Gög ırmağı

Ransetsu


Uzun bir güz gecesi
Benim düşündüğümü
Söyler su sesi

Gochiku


Titriyor yoksul
İçine işlemiş soğuk
Bu güz sahabı

Buson


Yoğun sis içinden
Kim bağırıyor böyle
Geminin tepesinden

Kitô


Güneş doğuyor
Asama Dağının sisi
Çöküyor masama

Issa


İnerek attan
Sordum ırmağın adını
Güz rüzgârından

Shiki


Güz rüzgârı kuduruyor
Ama yerinde duruyor
Gökte bulutlar

Rogetsu


Ay yüksekte-
Geçiyorum içinden
Aya bakanlar için

Buson


Bazı geceler
Bulutlar durup bekler
Aya bakanlar için

Bashô


Bakmak istersen aya
Kapanır
Unutsan çıkar ortaya

Chora

Tanrı için bir mum
Yaktım ve dönüyordum
Bir geyik çığlığı!

Shiki


Bir kestane düşüyor
Sus pus oluyor böcekler
Çimenler ortasında

Bashô


Aynı manzara
Ötüşüne, ölümüne tanık
Ağustosböceğinin

Bashô


Ölmek üzereler
Yine de ötmekteler
Ağustosböcekleri

Shiki


Yusufçukların dansı-
Baştan bir dünya
Batan güneşe karşı

Kigiku


Yusufçuk
Konuyor üstüne
Peşindeki sopanın

Kôhyô


Var olduğu günden beri
Hep ihtiyar
Şu korkuluklar

Nyofû


Korkuluklar da
İki göz bir burun
Bu geçici dünyada

Shiki

Ne gülümseme
Ne gözyaşları
Bu amber çiçeğinde

Ransetsu


Beyaz krizantemler
Sarı krizantemler
Yok mu başka adınız?

Ransetsu


Işırken tanyeri
Beyaz krizantemler
Daha da iri

Yasei


Her yıl krizantemlerin
Dşünü gören
Düşüne girer bu çiçeklerin

Shiki


Mezarlık ziyaretinde
Yaşlı bir köpek
Yürüyor en önde

Issa


Kimse gitmedi
Bu yoldan
Güz akşamından başka

Bashô


Sular akıyor
Geceye bırakıyor
Kendini kırlar

Buson


Dağlar karardı
Erguvan parıltısında
Şimdi güz yaprakları

Buson


Çöp yığınında
Açtı bir çan çiçeği
Geciken güz vakti

Taigi


Turnalar ovalarda
Boşalmış evler
Güz vakti buralarda

Tôsei


Hangi sesle hangi şarkıyı
Söyleyeceksin ey örümcek
Bu güz melteminde?

Bashô


Üç kez yükseldi
Ve sonra susuverdi
Bir geyik sesi!

Buson

Mavi forum

Karışık Şiirler

Senin aşkın yok bu şehirde,

SessizLiği gövdesinden söküp çıkardığın dağLar yok.

Kim biLir hangi yaman ateş harlandı?

HarLanan KızıLırmak değiL.

Kim biLir hangi mevsimLer soğudu,

suLarın bittiği denizlerde?

Bu deniz Marmara değiL.

Başını çevirdiğin dargın akşamLar,

Utanırdı yaşamaktan,

Utanırdı sevdaLar yaLnız kaLmaktan...


YıkıLdı canına yandığım hayaLLerim.

GözLerinde dondu yokLuğun öLümLeri

GöLgeLer yürüdü,

AyakLandı şehirLer,

ÇığLıkLar boğuLdu sızLayan yürekLerde

KuLakLarının çınLamasından anLamaLıydın,

kuşLara senden söz ettiğimi...

Hüznü ayakLandırmanın boş oLduğunu,

anLamaLıydın.


BiLiyorum,

Senin aşkın yok bu şehirde...

Badem gözLü çocukLarın hayaLi yok.

Kim biLir hangi güL yaprağı tutuştu?

Tenimin akLığına hangi kanLar karıştı?

Son sıcakLığında aşkın,

Kim biLir hangi ufuk karardı?

DağLar, ayağına bağLı pranga

Toprak, kan kardeşi aşkımLa

Başını yasLadığın vakitsiz öLümLer,

Utanırdı uyumaktan...

Utanırdı sevdaLar hoyrat yaLnızLıkLardan...


Daha türküLer dinLeyecektim.

Acı kahvemi içecektim tek başıma...

KahpeLikLerin üstüne,

masmavi gökyüzünü çekecektim.

Sabah ayazında açıLacaktı güneşin yüzü

Kördüğüm aşkLarı çözecektim,

ihanetin boynundan...

Zaman benim yanımda değiL...

YoksuLLuk boşaLıyor umutLara

Mavi forum

Dörtlükler...

DÖRTLÜKLER


Biliyorum;
Benim korkularım vardı
Gökyüzüne savurdum
Yüksek dağlara yağdı

Gözlerimin içine bak
Birini göreceksin
Sakin kıskanma
Çünkü o sensin.




Keşke yalnızlığım kadar yanımda olsaydın
Keşke yalnızlığımla paylaştığımı seninle paylaşsaydım
Keşke senin adın yalnızlık olsaydı
Ve ben hep yalnız kalsaydım





Maviler giyer deniz olursun
Yeşiller giyer deniz olursun
Hiç belli olmaz belki bir gün
Beyazlar giyer benim olursun.

Yaşadığım an seni sevmek
Uyuduğum an seni görmek
Öleceğim an sana
Veda etmek isterim



Vakit gece yarısı ben seni düşünüyorum
Islak gözlerim camda belki gelir diyorum
Hani bir şarkımız var ya hep onu söylüyorum
Öylesine sevdim ki unutamıyorum


Toprak yağmuru bekler ıslanmak için
Yıldızlar geceyi bekler parlamak için
Güneş sabahı bekler doğmak için
Bende seni beklerim sarılıp öpmek için

Neler feda ederim senin sevgine
En büyük mutluluğum bir tek seninle
Dünyayı verseler değişmem
Saçının bir tek teline



Hüznümün virgülüsün
Bir gidensin bir gelen
Yıkabilsek aradaki duvarları, ah ne olurdu
Hüznümün virgülü değil de noktası olabilsen



Şimdi daha iyi anlıyorum
Nefes almak değilmiş yaşamak
Ateşlerde yanmak gibi bir şey
Seni severken sensiz olmak

Seni seviyorum biliyor musun
Sana ağlıyorum duyuyor musun
Seni istiyorum anlıyor musun
Sana geliyorum bekliyor musun


Rüzgarın keman çaldığı ve damlaların
Pencerene vurduğu soğuk bir gecede
Yatağına uzanıp hayalini kurduğun
Ve keşke dediğin tüm güzellikler senin olsun.



Kaderli yağmur düştü akşama
Başımı dayadım buğulu cama
Kendi kendime düşünüyorum saçma
Gel yarim benden kaçma

Önce denizde bir damlaydın
Sonra okyanus oluverdin
Enginliğiyle boy ölçüşemediğim
Bir tek sendin



Aşk gibi anlatılmaz su gibi vazgeçilmezsin
Güneş gibi parlak yıldızlar kadar erişilmezsin
Uyku kadar tatlı kabus kadar kötüsün
Ama uğruna ölebileceğim tek kabusumsun.



Karlı dağdan kopsam gelsem
Kor diye göğsüme basarım seni
Bir rüzgardan yağsam gelsem
Yar diye sineme basarım seni

Seni tarihte arayıp coğrafya da buldum
Fizik de formulleyip resimde süsledim
Türkçe de söylüyorum
Seni seviyorum


Zaman kayar ellerinden tutamazsın
Sel gibi akar göz yaşların kurutamazsın
Öylesine bendesin ve öylesine sendeyim ki
Unutmak istesen de unutamazsın



Yeşil gözler hoştur ama bakışları boştur
Seversen elayı çabuk bulursun belayı
Siyah gözler metindir fakat çok haindir
Seversen maviyi bulursun sevgiyi
Zirvelerden yuvarlansa
Tutmaya gücüm yeter dağların taşını
Fakat kaldıramam kirpiklerinden akan
Bir damla üzümlü gözyaşını




Seven unutmaz unutan sevmemiştir
Eğer sevip de unutmuşsa sevmesini bilmemiştir
Güller solabilir yapraklar dökülebilir
Seni herkes unutabilir ama ben (ASLA)



Acı ve hüzün bir yıldız kadar uzak
Mutluluk ise gözbebeğinden yakın olsun
Umutların gerçek gerçeklerin mutluluk
Mutlulukların sonsuz olsun

Ne zaman ki sağır bir ressam
Gülün kristal bir zemin üzerine düştüğünde
Çıkardığı sesin resmini çizebilirse
Sana olan sevgim o zaman bitecektir.





Dünyadaki herkes için herhangi birisin,
Ama herhangi biri için dünyalara değersin
Ne yazık yüreğimde mahkum cezan
Ömür boyu sevilmek hem de sevildiğini bilmeden.



Denizler senin olsun dalgalar benim
Bulutlar senin olsun damlalar benim
Her şey senin olsun
Yalnız sen benim...

Çok insanlar tanıdım yıldızlar gibiydiler
Hepside gökte ve parlıyorlardı
Ama ben seni güneşim seçtim
Senin için bin yıldızdan vazgeçtim.

Mavi forum

Öneri

Arkadaşlar kendimde ve herkesde gördüğüm üzere sürekli yeni konular açıyoruz.
Gereksiz yere kalabalık yapıyoruz.Bence daha az konu açmaya özen gösterilmeliyiz.Şiirlerimizi bir konu altında yazmaya çalışalım...

Mavi forum

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Bu sıralar yazılabilecek en mantıklı şiirlerden olduğunu düşündüm.



Çanakkale'de Ölüm

Sen ölüm,
Evlerde pissin ama,
Dağlarda iğrençsin.

Sen ölüm,
Birinin adı silinir de,
Adın geçer ancak.

Sen ölüm,
Eli tutmaz olur da, gözü görmez olur da
Tutarsın, görürsün oralarda ancak.

Sen ölüm,
Ülkelerde kötüsün ya
Ülkelerarası daha çirkinsin.

Sen ölüm,
Sayrılıklardan sonra gelirsin peki,
Şu dev gibi, şu dipdiri gençlerle işin nedir?

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Mavi forum

unutulmuyor....

Unutulmuyor, bitmiyor, geçip gitmiyor...

Her gece olduğundan biraz daha muhtacım sana
Kırgınım aslında, kızgınım…
Hayır sana değil;
Seni kırıp üzen şu aptallığıma…
Ne olursa olsun
Zamanım da mekanım da değişmiyor
Hep her zaman aynı yere çıkıyor bütün yollar;
Sana!..

Uzun zaman oldu içimdeki maviler donalı. Kendim seçtim sevdayı tek başıma
yaşamayı. Yalnızlığımın sorumluluğunu taşıyacak kadar da yürekli olduğumu
düşünür ve söylerdim herkese gururla. Geceler sancı olur işlerdi içime ama
yüreğimde yaşattığım sevdamı düşündükçe, içime yayılan sıcaklık alıp götürürdü
tüm sancılarımı...

Ne kadar zamandır böyleyim, ne kadar zamandır en yakın dostum özlem,
hatırlamıyorum. Sanki zaman durdu. Evet özlüyorum ve özlemeyi de seviyorum.
Çünkü özlemin içinde aşkım, mutluluğum, umutlarım var. Gidenlerin ardından ağıt
yakmamayı öğreneli çok uzun zaman oldu ama sen bambaşkaydın. Kimseyi senin kadar
sevmemiştim ki. Seni birine anlatmaya kalksam sözcükler yetmiyor, kelimeler
acizleşiyor. Neye benzetsem, hep bir yanın eksik kalıyor...

Gülemiyorum artık? En iyi yapabildiğim şeyi kaybettim? Aslında önce seni ve
senle birlikte herşeyimi kaybettim. Yanımda yoksun. Olsan sarılırdım sana sıkı
sıkı. Bırakmazdım, sıkılır, bağırır çağırırdın ama ben biraz daha fazla
sarılırdım sana. Biliyorum benden bağımsızdın, hiç sahip olamadım sana. Olmakta
istemedim aslında, çünkü hep yanımda olacaktın... Ya da ben öyle sandım...

Dinlediğim her şarkıda, her yağmurda ıslanışımda, dalgaların kayalara
çarpışında, her nisanda ve her eylülde, sen yeniden gidiyorsun benden. Ben bu
ayrılışların acısını yaşarken, birgün gidebileceklerini düşünerek, kimsenin
gelmesine izin vermiyorum…

Sana ilk satırlarımı yazdığımda, yine mum ışığı vardı odamda. Soğuk, beyaz bir
defterin her şeyi hayale dönüştüren sayfalarında, ilk kez seni yaşamıştım. Şimdi
uzun yağmurların ardından yine mum ışığıyla dolu odamda, yine ve hala sana
yazıyorum. Çünkü ben her hayal kırıklığım, her duvara çarpışımdan sonra hala
sana dönüyorum.

Ortasından kopartıldığı için hiçbir zaman sonu gelmeyecek günlerimize dönüp,
hala seni arıyorum... Çünkü hala seni .........

Mavi forum