1 Mayıs 2007 Salı

mektup...

en uygun bu alana olacagini dusundugum icin buraya ekledim...yanlis eklemis isem simdiden ozur dilerim...


Arasina binlerce kilometrelik yol girmis bir cok sehrin farkli iki huznunde yetistirdik biz seninle ask dedigimiz gozbebegini. Duygularimiz anlatirken sicak bir bardak cay icmeyi basardigimizi fark ettigimiz gun yirtip attik tek sahidini uslanmaz bir yuregin son kullanma tarihi gecmis bir pismanlik esliginde. Dudaklarimizdan dokulen sevgi sozcuklerinin yerini hasretin huznu almaya basladi zamanla. Calinmis notalari oldugumun da farkindayken ustelik eski bir sarkinin. Gonul defterim, her gecen gun bir sayfa ayira ayira sana o kadar buyudu ki, ben kucuk kaldim karsisinda. Sana anlatabilecegim en guzel hikayeydi kalem ile kagidin hikayesi. Yuregimden yuregine akanlar icin bulusturdum sevgilisi kalem ile kagidi.
Kimi sahibini bulmus, kimi ulasacagi kisiyi arayan mektuplarda sakli dusuncelerim simdi. Bedenin hapis oldugu bir dunyada ne kadar yasaniliyorsa o kadar yasiyorum senden uzak bu cografya icinde. Ve hatiralarim, ve dusuncelerim, ve sozlerim benimle beraber yasattiklarim, ve yaslandirdigim sadik dostlarim. Masamdaki bir resim kadar hareketsiz gercek ve ben bunun farkindayim. Oyle zor geliyor ki artik senin olmadigin yerde hayat denen bu gulu kurutmamak. Sessizce gozlerin icine bakarken icimde ki aciyi kalbime gomememenin acisini yasadim sensiz gecirdigim su zaman denen olgunun sinirlari icinde. Yasayabilme ihtimalinin en guclu nedeniydi uzaklarda bir yerde de olsa yasadigini ve en onemlisi beni yasattigini bilmek. Bu nedenledir ki yasatmayi bilmeyenler yasamayi da unuturlar. Seni hep bu animda yasattim ben duygularimin, isik ulkemin prensesi. Ertelenmis bir umudun sirtina yuklemisiz korkularimizi ve hasretimizi. Oyle korkmaya basladim ki sensiz kalmaktan uyanacagimda seni goremeyecegim diye uyumamaya basladim binlerce kilometrelik yol girmis bir cok sehrin farkli huzunlerinde. Soguk topraklarin sardigi bir bedeni hasretle kucaklamanin sehveti sardi hayat denen bir vucudun butun hucrelerini. Yagan her yagmurun bin kez islattigi gozlerim yasi kurumadan dusuncelere daldi bir anda. Islakligin yuzume vurdugu hafif serinlik kendine getirse de hayalini kurmanin acisi buktu kalemi kirilmis siirlerimin belini. Caresiz aglamanin yagmura isyan etmek olacagini bile bile, hickira hickira agladi gozlerim gozlerine. Her geceyi sabaha teslim ederken gozlerin dustu aklima. Birde sen. Ah bir tek sen. Ya olursem…ya olunce sevemesem seni…
Seninle olmanin bedelinin seninle yasamak oldugunu bilmek verdi senin hasretini tasiyacak yuregi bana. Ve sahte ellerin, kiralik kalemlerine emanet edilmedi siirlerimiz. Seni ne kadar ozledigimi seni bende ne kadar yasattigimi cok iyi bildigini bilerek, kelimelerin duygulari anlatmakta yetersiz kaldigi yerde bir siir yazin diyen bir buyugumun sozu geldi aklima. Ve en bastada dedigim gibi sirf senin icin…sirf benim icin…ikimiz icin bulusturdum sevgilisi kalem ile kagidi….

sultanahmette kildigim namaz
ayasofyada isyanim
misir carsisinda kekik kokusu gibiisn
rumelinde gitar telidir sesin
ve sonmeyecek gunes gozlerindeki ates
topkapi trafigi gibi bitmez cilenle
orucumu dolmuslarda actigim ramazan aksamlari gibisin
sen Istanbul gibisin bi’tanem
gozlerin Istanbul gibi…

Umut AK (sessiz_kalem)

0 yorum: