27 Mayıs 2007 Pazar

S a t ı r s o n l a r ı n d a k i v e d a l a r

Bir Sabah,
Yüreğin derin uykulardayken uğurlayacağım seni,
Güneş dağlara toplanmış sisleri dağıtmaya çalışırken.

Bir Sabah,
Sen kırlangıçları izlerken uğurlayacağım seni,
Çiğ taneleri yaprakta sığınacak bir yer ararken.

Bir Sabah,
Rüzgarlar eserken uğurlayacağım seni,
Yorgun bir karayel,
kendine dallarda adresler ararken.

Bir sabah,
Dalga sesleriyle uğurlayacağım seni,
Küçük bir deniz kabuğu sahile vururken.

Bir sabah,
Göçmen kuşlar ağlarken uğurlayacağım seni,
Kanadı kırık bir martı,
Kaybettiği yavrusunu okyanusta ararken.

...Ve yıllar sonra birgün,
Aslında o sabahların hiç bitmediğini anlayacağım.
Aslında hiç bitmediğini...
Hala yaşadığım şehirlerde yaşadığını,
Ve,
Hala seni yaşadıklarımda yaşattığımı
Anlayacağım...

Postacıların neden beni unuttuğunu,
Yada duvarları eskimiş evimde,
Neden hep üşüdüğümü anlayacağım birgün.

Resimlerinin neden solduğunu,
Ve neden adını yazdığım mendillerin,
Gözyaşlarımla anlamsızlaştığını anlayacağım.

Biliyorum artık sevdiğim,
Aslında rüzgarların hep estiğini,
Göçmen kuşların her taşınmalarında ağladıklarını,
Güneşin hep aynı zamanda beni aradığını,
Ve neden hep tutuklu kaldığımı sende
Biliyorum artık..

Şimdi acılarının işgalinde yüreğim,
Tek savunduğum yalnızlık kalem bile çoktan düştü..
Anladım ki;
Tek güçlü olduğum yanım sen bile
Çok uzaklardasın.
Tek savunmam sen bile, çoktan taşınmışsın yüreğimden..

Şimdi bende gidiyorum,
Hasat zamanı yağan o sarı yağmurlarda,
Yürüdüğün yollardan yürüyerek,
Ve yorulmuş yüreğimi teselli ederek gidiyorum.

Bir gün.. ;
Zamanın solmuş yaprakları arasında,
Eski ve ölmek üzere olan bir çiğ tanesi görürsen,
Sakın ağlama sevdiğim..
Bil ki ben sana ancak o kadar yaklaşabildim,
Bil ki ben seni, her sabah öyle sevip,
Her yeni sabahı delice beklerken,
Doğduğunu bile farketmediğim güneşlerde,
Anlamsızca, senin için, can çekerek,
Seni unutabilmek için,
Ancak böyle ölebildim...
SERDAR

0 yorum: