SEVMEK DEDİĞİMİZ Sevmek, yalnizca sevgiden olusmuyor. Bir altin madeninin duvarindan kopardigimiz bir parçanin içinde altinla birlikte nasil tas, çakil, çamur buluyorsaniz, sevmek dediginizde de sevginin yaninda sevgiye benzemeyen birçok duyguyu buluyorsunuz. Sevmek, yalnizca sevgiden ibaret olsaydi, sevdigimizin mutlulugunu ister, onun mutlulugundan mutlu olurduk ama biz sevdigimizin mutlu olmasini degil, "bizimle mutlu olmasini" istiyoruz. "Bizimle" sözcügü altinin yanindaki çakil iste. Sevdigimiz kadin bir baskasiyla mutlu oldugunda bu bizi mutsuz ediyor, sevdigimiz bir baskasiyla güldügünde bu bizi aglatiyor, sevdigimiz bir baskasiyla sevistiginde bu bizi yaraliyor. Sevmek, sevdigimiz "bizimle" mutlu oldugunda, bizi baskalarina tercih ettiginde sevgiye benziyor ama sevdigimiz bir baskasiyla mutlu olmayi tercih ettiginde, bizi terk ettiginde sevmek sevgisizligi hatta düsmanligi andiriyor. Sevmek, ancak "bizimle" sarti gerçeklestiginde sevgiyse eger, o zaman, sevmek karsimizdakine mi yoksa kendimize mi sevgi duymamizdan kaynaklaniyor? Hem seven hem sevilen biziz de, sevdigimizi sandigimiz kisi, kendimize duydugumuz sevgiyi yansitan bir ayna mi; sevdigimizi kaybettigimizde bizi ve sevgimizi yansitan aynayi kaybettigimiz için mi o kadar mutsuz oluyoruz? Peki ama eger sevmek böyle bir seyse, niye herhangi birini degil de özel olarak seçtigimiz birini seviyoruz, niye ancak bir kisi bizim aynamiz olabiliyor? Sevmek, yalnizca sevgiden ibaret degil, daha karmasik, daha anlasilmaz, daha tehlikeli bir sey. Sevdigimiz insan ugruna öldügümüz öldürdügümüz de oluyor. Bir kadini sevdigimizde "benim olsun" diyoruz. Bir erkegi sevdigimizde "benim olsun" diyoruz. Sevmek, yalnizca sevgiyi degil sahiplenmeyi de getiriyor. Sevmek, yalnizca sevgiden ibaret degil. Sevdigimiz "mutlu olsun" degil, sevdigimiz "bizimle" mutlu olsun istiyoruz. Sevdigimiz "baskasiyla" mutlu oldugunda, sevmek, sevgiden çok düsmanliga benziyor. Kiziyor, kiskaniyor, öfkeleniyor hatta öldürüyoruz. Sevmek, karmasik, anlasilmaz hatta tehlikeli bir sey. Seven öldürebiliyor da... Ahmet ALTAN |
0 yorum:
Yorum Gönder