Gitme… Bu mevsimde böyle bırakılırmı insan, Ben hangi dalın paçasından tutarım şimdi elbisesini çıkartmışken bütün ağaçlar. Zamanın testisinden mutlu günler içerken, takvim yaprağına böyle asılırmı insan. Ben hangi saate inanırım şimdi, kalp krizi geçirmişken bütün yelkovanlar. Beynimin flaşı, kapıların gölgesinde ard arda patlar, Gözlerimin sırtından çektiği ilk fotoğraftır bu ve böyle terkedilirmi hiç insan, Kirpiklerimden atlayıp ayaklarına düşerken tablolar… Gitme… Ben şimdi hangi bardaktan içerim çayımı, gitgide büyürken ağzımda, dudaklarının izini incitme korkusu. Tarumar aşklar sokağında kiracı etme beni ne olur, zaten müebbet bir hapse mahkûm edilmiştir yüzüm. Hangi aynanın önünde dursam, karşımdadır sırtının fotoğrafını görmek korkusu... Pulunu, ayaklarının yapıştırdığı ayrılık mektupları birer birer atılırken beynimin posta kutusuna. Bilmem ki hangi yastığa emanet etsem yorgun başımı, uykularımı takmadan rüyaların kancasına... Yastıkta bir çiçek gibi açmıştır işte yüzünün izi Ettiği firardan dönmüştür artık kirpiklerimde uykular. Hayalin, çarşaflarda esneyerek durur şimdi, Yatağın bir yarısı boştur ama, Gel gör ki diğer yarısına ben nasıl uzanırım şimdi… Gidiyorsun yani öylemi, bir daha dönmeyeceksin demek O zaman giderken güneşe dön yüzünü ve bırak karanlıklar hep ardında kalsın. Senin mutlu uykularda olduğunu bildikten sonra, Ne önemi var adresi unutulmuş bir yerde olmamın. Artık ayak izlerine basmamak için çıldırmak düşer bana. ve birde yatalak bir kalbin kıpırdayamaması göğüs boşluğumda, Bütün hücrelerimin cebindedir kefen parası, Görüyorsun, vadesi erken gelmiş bir borcu ödemek ne kadar kolay. Lâkin, hangi senette yazar böyle bir ayrılık parası...
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder