Düşmeye Öyle yakınım ki Derin bir sessizlik sarıyor benliğimi, sorulardan bir yol yapıyorum kendime cevaplarını adımlarım buluyor ve siliyor ayak izlerimi. Unuttum kendime verdiğim sözleri, göğüs kafesimdeki ağrıyı hatırlamak için incitiyorum bedenimi. Gölgeleri topluyorum, ardımdan kimse gelmesin diye. Unutmak için adını sayıkladığımda ezberim oluyor, sinsi bir gözyaşı gibi fırsat kolluyorum kendi selimde boğulmak için. Düşmeye öyle yakınım ki, Gözlerinde saklıyorum kaçışımı ve gözlerin diyorum; bir yanı sanki uçurum şehri terk eden bir sokak gibi tek başına, bir yanıysa gökyüzü belleğimde derin bir mavilik. Ceza veriyorum kendime, susuyorum... hep susuyorum.... gök gürültüsüyle boşalan bir yağmur yağdığında yanaklarıma, adını sayıklıyorum ezberim oluyorsun.... Düşmeye öyle yakınım ki, Tut beni! Seni seviyorum deme Çınlamasın kulaklarımda ağrısı aşkın dağıldığında akşam kokuları korkularımızın. seni topla kendine, açılmasın kutsal ışıkları kentin. gözlerinde tutup ellerinde sev acıyan yanımı Düşmeye öyle yakınım ki Tut beni seni tanıyorum deme kalkmasın ayrılık trenleri yüreğinden şehirsiz sokakları say akarken yağmurları yalnızlığın. beni çıkar kendinden sönmesin yıldızları gecenin, gözlerinde tutup saçlarında tanı ayrılan yanımı Düşmeye öyle yakınım ki, Üşüyorum, ağla***** terk ediyorum yitik şehrimi, yıkıntılar arasında kendime rastlıyorum.Usulca kulağına fısıldıyorum gördüğü rüyayı, beni tanımıyor ve sayıklıyor adını, ezberi oluyor; temiz sokaklar, bahçeli evler görüyorum, arkamdan bir ses “ruhunu bedeninden ayırma” diyor, bense ona Tut Beni diyorum.
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder