31 Mayıs 2007 Perşembe

Yalnızlığım

Yalnız gecelerde,
Kimsesizliği bir kenara bırakabildiği zamanlarda
Sadece düşünürken
O’nu ne kadar çok sevmiş olduğunun
Farkına varabiliyordu…
Geç olduğunu kendisi de biliyordu
Bir yola girmişti
Sonu görünmeyen
Labirenti andıran
Sadece gidişi olan
Tek yönlü bir yola girmişti…
Bu yolda nasıl ilerlenir
Onu da bilmiyordu…

Ne kadar sevmiş olduğunun farkına
Çok geç varabilmişti…
O gitmişti…
Arkasına bir kere bile bakmadan gitmişti…
Haklı mıydı?
Evet haklıydı…
Şimdi bunları düşünmenin tam zamanı diye geçirdi aklından…
Nasıl olsa
Yapacak başka bir iş de yoktu
Elinden
Sadece düşünmek geliyordu
Keşke umutsuzluğa kapılmadan düşünmeyi öğrenebilseydim
Dedi kendi kendine

Hayat ne kadar acımasızdı…
Onunlayken;
Yokluğunu hiç düşünmediği,
Aklına bile getirmediği,
Hatta O’nu bile unuttuğu zamanlarda
Hayatın ne kadar güzel olduğunu düşünürdü…
Oysa
Şimdi,
Terk edilmenin acısını sindirmeye çalışırken
Kendiyle baş başa kaldığı bir zamanda
Hayatın
Mayın tarlasına benzediğini fark etti bir anda

Üşümeye başladı
Hava ne kadar güzeldi oysa
Klimanın açık olduğunu
Yüzüne vuran
Serinlemeye başlamış havadan değil de
Gözünün daldığı yeşil noktadan anladı
Havanın ne kadar sıcak olduğunun farkına vardı biran
Ama nedense
Yalnızlığı gibi
Üşümesi de
Her geçen saniye daha da artıyordu…
Bir an gerçeğe biraz daha yaklaşır gibi oldu
Tüyleri ürperdi…
Daha çok üşümeye başladı…
Doğru düzgün düşünemiyordu bile
Nasıl olduysa üşüdüğünü fark etti.
O an
Hayatla tek bağlantısı
Üşümesi gibi geldi O’na…

Titremeye başladı
Dişleri birbirine vurmaya başladığı zaman
İsterik bir kahkaha attı…
Ardından ağlamaya başladı…
Çocukluğundan beri
İlk kez ağlıyordu
Hem de hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde…
Evet
Ağlıyordu
Ağzına
Gözyaşlarından süzülen damlaların
Tuzlu tadı geldi.
Gözleri bir saniye daha takılı kaldı yeşil ışığa…
Sonra fark etti karanlıkta oturduğunu
Üşenmeden ayağa kalktı.
Elektrik düğmesine dokunurken
Mezardan kalkmış gibi bir hisse kapıldı
Tekrar oturdu koltuğa
Sigarasını yaktı.
Derin bir nefes çekti
Terk edilmenin korkunç acısını
Bir kere daha hissetti yüreğinin en dip köşesinde…

Sigarasından derin bir nefes daha aldı.
Dumanı içinde tutarken
Gözleri
Kül olan sigaraya takıldı
Duygularını anlatamıyordu.
Kalbi çok acıyordu
Tükendiğini hissetmeye başladı
Boğulur gibi olmadan önce
İçindeki zehri dışarıya bıraktı…
Acaba kalbindeki zehri de
Böyle kolay atabilecek miydi…

Bir anda silkindi…
Kendine gelir gibi oldu…
Bir yeşil ışığa,
Bir elektrik düğmesine,
Bir de elindeki sigaraya baktı yavaş yavaşâ€¦
Tanı(ya)madığı bir el
Titrek hareketlerle
Kül tablasına doğru uzandı
Elindeki sigarayı
Yavaşça
Sanki hiç bir şeyi incitmek istemiyormuş gibi bastırdı kül tablasına…
Sigarayı yavaşça söndürdü…
Aynı kendi hayatını yavaşça söndürdüğü gibi…


Birkaç saniye daha elindeki sigaraya baktı
Sonra
Yoğun bir çaba harcayarak
Ayağa kalktı.
Son kez
Bir daha hiç gör(e)meyecek gibi
Odaya bakındı…
Sol tarafa doğru hareketlendi yavaş adımlarla…
Eli düğmeye uzandı.
Işığı kapattı.
Kalbi gibi karardı her yer…
Kapıyı usulca kapattı
Veeeeeeee
Rüzgarda savrulan yapraklar gibi
Nereye gittiğini bilmeden
Karanlığa karıştı…


Mavi forum

0 yorum: