Yalnız gecelerde, Kimsesizliği bir kenara bırakabildiği zamanlarda Sadece düşünürken O’nu ne kadar çok sevmiş olduğunun Farkına varabiliyordu… Geç olduğunu kendisi de biliyordu Bir yola girmişti Sonu görünmeyen Labirenti andıran Sadece gidişi olan Tek yönlü bir yola girmişti… Bu yolda nasıl ilerlenir Onu da bilmiyordu… Ne kadar sevmiş olduğunun farkına Çok geç varabilmişti… O gitmişti… Arkasına bir kere bile bakmadan gitmişti… Haklı mıydı? Evet haklıydı… Şimdi bunları düşünmenin tam zamanı diye geçirdi aklından… Nasıl olsa Yapacak başka bir iş de yoktu Elinden Sadece düşünmek geliyordu Keşke umutsuzluğa kapılmadan düşünmeyi öğrenebilseydim Dedi kendi kendine Hayat ne kadar acımasızdı… Onunlayken; Yokluğunu hiç düşünmediği, Aklına bile getirmediği, Hatta O’nu bile unuttuğu zamanlarda Hayatın ne kadar güzel olduğunu düşünürdü… Oysa Şimdi, Terk edilmenin acısını sindirmeye çalışırken Kendiyle baş başa kaldığı bir zamanda Hayatın Mayın tarlasına benzediğini fark etti bir anda Üşümeye başladı Hava ne kadar güzeldi oysa Klimanın açık olduğunu Yüzüne vuran Serinlemeye başlamış havadan değil de Gözünün daldığı yeşil noktadan anladı Havanın ne kadar sıcak olduğunun farkına vardı biran Ama nedense Yalnızlığı gibi Üşümesi de Her geçen saniye daha da artıyordu… Bir an gerçeğe biraz daha yaklaşır gibi oldu Tüyleri ürperdi… Daha çok üşümeye başladı… Doğru düzgün düşünemiyordu bile Nasıl olduysa üşüdüğünü fark etti. O an Hayatla tek bağlantısı Üşümesi gibi geldi O’na… Titremeye başladı Dişleri birbirine vurmaya başladığı zaman İsterik bir kahkaha attı… Ardından ağlamaya başladı… Çocukluğundan beri İlk kez ağlıyordu Hem de hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde… Evet Ağlıyordu Ağzına Gözyaşlarından süzülen damlaların Tuzlu tadı geldi. Gözleri bir saniye daha takılı kaldı yeşil ışığa… Sonra fark etti karanlıkta oturduğunu Üşenmeden ayağa kalktı. Elektrik düğmesine dokunurken Mezardan kalkmış gibi bir hisse kapıldı Tekrar oturdu koltuğa Sigarasını yaktı. Derin bir nefes çekti Terk edilmenin korkunç acısını Bir kere daha hissetti yüreğinin en dip köşesinde… Sigarasından derin bir nefes daha aldı. Dumanı içinde tutarken Gözleri Kül olan sigaraya takıldı Duygularını anlatamıyordu. Kalbi çok acıyordu Tükendiğini hissetmeye başladı Boğulur gibi olmadan önce İçindeki zehri dışarıya bıraktı… Acaba kalbindeki zehri de Böyle kolay atabilecek miydi… Bir anda silkindi… Kendine gelir gibi oldu… Bir yeşil ışığa, Bir elektrik düğmesine, Bir de elindeki sigaraya baktı yavaş yavaşâ€¦ Tanı(ya)madığı bir el Titrek hareketlerle Kül tablasına doğru uzandı Elindeki sigarayı Yavaşça Sanki hiç bir şeyi incitmek istemiyormuş gibi bastırdı kül tablasına… Sigarayı yavaşça söndürdü… Aynı kendi hayatını yavaşça söndürdüğü gibi… Birkaç saniye daha elindeki sigaraya baktı Sonra Yoğun bir çaba harcayarak Ayağa kalktı. Son kez Bir daha hiç gör(e)meyecek gibi Odaya bakındı… Sol tarafa doğru hareketlendi yavaş adımlarla… Eli düğmeye uzandı. Işığı kapattı. Kalbi gibi karardı her yer… Kapıyı usulca kapattı Veeeeeeee Rüzgarda savrulan yapraklar gibi Nereye gittiğini bilmeden Karanlığa karıştı… Mavi forum |
31 Mayıs 2007 Perşembe
Yalnızlığım
Gönderen Admin zaman: 03:07
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder