Küçük adımların ne demek olduğunu en iyi ben bilirim Senin hep küçük adımların vardı… Bana gelen yollarında, Bir de; kuralların Hani şu bildiğimiz bir demet kır çiçeğini bile, Bana çok gören, Eksilen çiçekler olacaksa senden, sırf sen üzülme diye Bahçene girmem bundan böyle… Ellemem kime saklandığı belli olmayan mor menekşelerini…. Bu sonbaharla birlikte bırakır dallarını Kaçırırım gözlerimi gözlerinden sevdiğim, Canımı acıtan bahanelerine inanmasam bile Yeter ki sus! Sen yalan söyleme!… Gözlerime bakmayı, gözlerimsiz yaşamaya tercih edişinin… ……..bilmem kaçıncı günü bugün!… ve bilmem kaçıncı gemidir bu geçen? İçinde sana el sallayan bir benim olmadığım, Aynı saatlerde , 200 kilometre hızla koşan ben Gel gör ki; Hala topraklarında olduğumun, ….daha yeni farkına varıyorum. Yaz gecelerinde üşüyen bedenleri Güz akşamında yağan yağmurları, ucuz bahaneler biriktirmeyi Bir de küçük adımları oldum olası hiç sevmediğimi öğrendim Yıkılan kumdan gemin olacaksa Sırf sen üzülme diye, çırpmam ayaklarımı senin kıyılarında… yeter ki sus! Üzül benim için sevdiğim… Iyiliğimi istiyorsun adı altındaki gitmelerinin Beni başından atmak için olduğunu …..bir Cumartesi ikindisinde anladım ben!… Sen sus! Eğ başını öne… Bırak…. kelimeler kifayetsiz kalsın!… Altı üstü bir hayaldi işte kurmayı beceremediğimiz, Gönlünün kapısından dönüş biletim elimde, ……..çoktan geçtim ben Içimdeki senin elini bile sıktım!… Söndürmek için öksüzlüğümü… Beklediğim yağmurlar yağar belki, bugün-yarın! Tek sen kalma buralarda, Sırf sen gelme kapımı çalmaya Eğ başını öne… Hadi git sevdiğim!…. (?)
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder