Sen yoktun Günler zakkum yaprakları gibi Birer birer dökülürken ayaklarımın dibine Ben her gece karanlığa dikip gözlerimi Senin aydınlığını bekledim Sen yoktun Binlerce adım attığım bu kentin sokaklarında Her köşeyi her parkı her ağacı ezberledim Sevdaya bulanmış her kaldırım taşında Seni aradım Sen yoktun Evlerin duvarları birer birer üzerime yıkıldı Her bir hücremin cezasını ta yüreğimde hissederken Beni enkazın altından çekip alabilecek Ellerini aradım Sen yoktun Özlem şarkılarını ezberledim Kimini bağıra çağıra kimini fısıltıyla söyledim Karanlığa haykırdım hasretini Sesimi duyacaksın diye bekledim Sen yoktun Senden gelecek tek bir haberi bekledim Saatler asır gibi geldi geçmedi Çalan her telefonu Yüreğimin deli gibi çağlayana dönen atışıyla açtım Senden başka duyduğum her seste Hep aynı hayal kırıklığını yaşadım Onlar beni duymak istiyordu bense seni Sen yoktun Seni aramaktan yorgun düşmüş bedenimi Karanlığın kucağına uzattım her gece Bir an önce sabah olsun diye Uykunun beni çekip almasını istedim Olmadı! Kaç gece sabahı ettim gözlerimi kapamadan Kaç gece merdivenlerdeki ayak seslerini dinledim Gelen sensindir diye Sen yoktun Her akşamla birlikte hüzün de yağdı bu kentin üzerine Ay yalnızlığın işaretiydi benim için Beni ıslatan yağmur olmadı Ben senin özleminle sırılsıklamdım Ağustos sıcağında Hayat bana merhaba dedi Uzun ayrılıktan sonra gelmez dediğim Göçmen kuşların dönüşünü gördüm Sen yoktun Gökyüzünün sonsuz maviliğine umut bağladım Sokaklarda fark ettim bekleyişlerimi Hep sensiz arabalar geçti yanımdan Ben yıldızların hasret türkülerine eşlik ettim Sen yoktun Gözümden tek bir yaş kalmadı Onlar sana aktı sana akmalıydı Kimselere söyleyemedim acılarımı Bekleyişimin öyküsünü kimselere anlatamadım Nice fırtınalar koptu yüreğimde Dalgalar dövdü hayallerimi Sığınacak bir liman yaslanacak bir omuz aradım Sen yoktun Kadri Çelik
Mavi forum |
0 yorum:
Yorum Gönder