DOKUNMAYIN SESLERİME.... Dokunmayın seslerime Yalnızlığımı tüketen seslerime Böyle yitiriyor kendini Sesini içinde kaybeden sessizlik Dokunduruyorum,elimi hüzünle bir şarkı söylesin diye tenine Nefesimi üflüyorum dudaklarının kıvrımına Dillerim öğrenmekten mutlu Sokağın dili kadar hoyrat Teninin pürüzsüzlüğünü okşuyorum Yüzüne akan göz yaşların için Sen sadece kendine acemiydin Oysa sokaklar her şeyi bilir Gülmenin,ağlamanın sessizliğini Yarım kalmışlığını Ve usulca kendine veda edişini iç çekerek Uçarı bir polen gibiyim, Yalnızlığınla çiftleşmeye muhtaç Yalnızlığında kaybolmaya hazır Sessizliğini dinliyorum Bir ses,sessizliğine dokunacak Hafif bir ürperti Sonrası malum Sen sussan da Göğüslerinin sesi başka Sokaklarda bütün sesler aldırmaz Ayaklarımı vurarak yürüyorum Çocuksu bir sevinçle Yinede bir iğdenin dikeni kadar acıtıcı sessizliğin Israrla biriktiriyor sesleri kalbim En kılcal damarımdan,şakaklarıma kadar Sensizlikte içimin bütün Caddeleri bomboş Ve gözlerin kadar masum aslında Senin sessizliğini düşünüyorum Hep kaybetmekten korkarak Sesimin üstüne bir nisan bulutunu örten bu Güneş bulutu sarıyor Bulut sessizliğimi Yağmur bekliyorum Ya da düşen bir yıldırımın yangın sonrası kokusunu Seni kaybetmek zorunda değilim aslında Ama bunu bir sen bilmiyorsun Ses,sessizliği kaybetmek değil Her ikisini de sokağa bırakmaktır Dokunmayın seslerime Onca çığlıktan sonra Kırılmış bir yanı yarama dokunan Seni sessizliğinde bulmayı,başkalarına bırakamam Ellerin buz olmuş Sessizliğin rüzgarsız okyanus Ellerim çoktan vedalara alışmış Ben sesinden umudu kesmişim Resmini çağırıyorum artık Onca ses arasından Sen kendini tanırsın bul kendini nerede bıraktıysan Çıkar içinde sakladıklarını |
0 yorum:
Yorum Gönder