aradan aylar geçti; iki cümlelik bir sohbetimiz olmadı şöyle adam akıllı sözlerinde hep alay, gözlerinde hep gurur; o kadar uzaktım ki ona yirmi santim yakınımdayken bile elimi uzatsam dokunamam diye korktum; var gücümle haykırsam sevdiğimi, duyuramam diye korktum gözlerimi hiç ayırmadım gözlerinden; bulduğum her kalemle adını yazdım kaç tebeşir bitti kimbilir; kaç mendil eskidi onun yüzünden; biliyorum inanmazsınız ama bütün şiirleri benim için yazmışlar bütün şarkıları onun için; ferhat onun için delmiş dağları mecnun onun için düşmüş çöllere zühre tanır mı acaba onu; aslıya sorsam onu, şirine sorsam, bilirler mi; şimdi kerem çıksa karşıma sabaha dek dertleşsem yûnus tutsa elimden gezdirse diyar diyar; aah yine hayallere daldım bak yine; hadi kıskanmayın da söyleyin bana hangi karanfil ondan daha güzel, hangi gül, hangi menekşe; hangi okyanus sığmaz o derin gözlerine ondan güzel kokan yasemin var mı; ona benzemeyen tek lale var mı; . . . gel zaman, git zaman aradan yıllar geçti; bir baktım da değil aşık olduğum güne evlendiğini duyduğum güne yıllar olmuş; demek onda da gönül varmış, demek o da severmiş ha; gelsin bütün şiirler, bütün şarkılar; çabuk bir sigara bulun bana bir de kalın bir ip şöyle bir de iskemle verin yeter; siz çıkın, öldüğümü yalnız o görsün; ne adım olsun, ne tarih elveda diye yazın mezar taşıma elveda; elveda.... Yazan? |
26 Mayıs 2007 Cumartesi
Elveda...
Gönderen Admin zaman: 20:46
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder